Askıda Dert – Melih Demirel Yazdı

Geçtiğimiz günlerde iktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi ‘’ Milli Dayanışmamızda Askıda 9 Gülek Buğday’’ adlı bir proje  başlattı. Projenin açıklaması  şu şekilde ;

Çiftçilerin faaliyetleri esnasında önemli tarımsal girdilerin maliyetlerinden kaynaklı bazı sıkıntılar yaşandığı bilinmektedir. Bu sıkıntıların giderilmesi öncelikle tarım politikaları yürüten kurum ve kuruluşların sorumluluğudur.  Bununla birlikte, çiftçilerimizin tarımsal üretimleri, o üretim dönemi için Cenab-ı Allah’ın bir lütfu olarak hilesiz, hurdasız şekilde elde edilen en helal kazanç kapısıdır. Bu düşüncelerle dar ve sabit gelirli, asgari ücretle ve emeklilikle geçimini sağlayan bu vatanın evlatlarının çocuklarının beslenmelerine katkı sağlamak çiftçilerimizin görevi olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’de bir çiftçi evladı olarak 2025 yılının sosyo-ekonomik sıkıntılarıyla karşı karşıya kalan dar ve sabit gelirli insanlarımıza bir katkı sağlamak ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek için ‘’Askıda 9 Gülek Buğday Projesi’’ ni başlatmış bulunmaktadır. Sayın Genel Başkanımız, projeye ilk katkıyı kendisi sağlayarak öncülük etmiş ve projeyi başlatmıştır. Tüm çiftçilerimizi dar ve sabit gelirli vatandaşlarımıza katkı vermek amacıyla ‘’Askıda 9 Gülek Buğday’’ projesine katılmaya davet ediyoruz…

Dayanışma, yardımlaşma, birlik bütünlük güzel. En azından diğer iktidar ortağının ekranlarda ‘’Şahlanış’’ mottosuyla Polyannacılık oynayan, sıkıntıları kulak ardı eden, mutfaktaki yangını görmeyen kurmaylarına karşın, sıkıntılara bir nebze vakıf olmak tabi güzel. Güzellemelerin ardından geçelim gerçeklere…

Sıkıntının kaynağı tam olarak nedir? İyi olan her şey ile övünüp sahip çıkanlar, kötü gidişatta da sorumluluk almaları, her daim hesap vermekle mükellef oldukları halk için hiç gerçeklemeyecek bir hayal midir? Gıda enflasyonun eksi yönde düştüğü dünyada, Türkiye’de işler neden tersi yönde sirayet eder? Tarım ve Hayvancılıkta dışa bağımlılığın günden güne arttığı, GDO’lu gıda yemekten robotlaştığımız, taşı atsan meyve veren canım topraklarımızda, kaç askı kampanyası kurulur da, hangi merhem çare olur kanayan yaralarımıza?  Depremde vatandaş, Afette vatandaş, Pandemide vatandaş… Her darlıkta vatandaş   yetişecekse, kurum ve kuruluşlar tam olarak neden vardır? Devlet mekanizması geldiğimiz son noktada sadece  verginin de vergisinin tahsilinden  mi ibarettir? Yoksa vergilerimiz, son model Audiler ve onların yakıtlarından fazlası değil midir? Kaç koyu lacivert takım elbiseli beyefendiye, kaç Audi düşer? Veya takım elbise giymeyen kaç cübbeli ‘’Bir Audi’yi bile çok gördüler’’  diye sitem eder? YILDIK!  Askılarda yardımlaşmaktan, IBAN lar da toplaşmaktan, delik kalmayan kemerlerimizi sıka sıka boğulmaktan, YILDIK!

 Taleptir…

Madem iş yine,  ‘’Biz bize yeteriz’’ e   geldi. Traktörü haczedilen çiftçilerimiz içinde askıda traktör kampanyası başlatalım ki , MHP’nin projesine katkı sunsunlar. Yokluğa terk edilen Asgari ücretli içinde, yokluğunda yokluğunu çeken emekli içinde bir askı çıkartalım. Ortalaması bir maaşa tekabül eden kira oranları, değerli maden sınıfına terfi edecek olan kırmızı et fiyatları içinde koyalım ortaya askıları… Mesela seçimden önce bulup, sonra unuttuğumuz doğalgazı da koyalım askıya, malumunuz ısınma hususunda da durumlar alabora. Elektrik faturalarını da yukarıya doğru yuvarlamak yerine, askılara paslayalım mesela… Her bir dert için askı projelerini hayata geçirelim ama bir farkla. Bu sefer biz bize yeteriz söyleminin şeklini değiştirelim, ‘’Biz size yeteriz olsun’’ Ballı kaymaklı maaş sahipleri, bilmem kaç haneli vergisi silinenler zümresi, gelir adaletsizliğinde tartının ağır kısmında duranlar başı çeksin… Garibe de kimse ilişmesin…

Şeyh Edebali’nin de dediği gibi ; İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN…