Atatürkçü Düşünce Derneği ‘Laik Cumhuriyet Kuruluş Ayarlarına Dönmelidir!’ dedi ve erken seçim çağrısı yaptı

Atatürkçü Düşünce Derneği ‘Laik Cumhuriyet Kuruluş Ayarlarına Dönmelidir!’ dedi ve erken seçim çağrısı yaptı
Yayınlama: 02.03.2025 17:18
A+
A-

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), 3 Mart Devrim Yasaları’nın 101. yıldönümünde sert bir açıklama yaparak, mevcut iktidarın Cumhuriyet’in temel ilkelerini yok saydığını ve devrim yasalarının fiilen etkisizleştirildiğini belirtti. “İdare-i maslahatçılar esaslı inkılap yapamazlar” sözüyle Atatürk’ün devrimci vizyonunu hatırlatan ADD, Laik Cumhuriyet’in tekrar eski rotasına sokulması için acilen erken seçim çağırısında bulundu.

‘Cumhuriyet’in Temelleri Sarsıldı’

Açıklamada, Atatürk’ün Cumhuriyet devrimlerini süratle hayata geçirdiği vurgulanarak, 3 Mart 1924’te kabul edilen ve laik, demokratik hukuk devletinin ilk adımı olarak nitelendirilen Üç Devrim Yasası’nın bugün işlevsiz hale getirildiği belirtildi. ADD’ye göre, AKP iktidarının 23 yıllık uygulamaları sonucunda şu yasalar neredeyse ortadan kaldırılmış durumda:

  • Şer’iye ve Evkaf Vekâletleri’nin Kaldırılması (429 Sayılı Yasa): Yerine kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesiyle çelişerek bir fetva kurumu gibi hareket ediyor. Başkan, elinde kılıçla Atatürk’e hakaret ediyor, ancak hukuki takibat bile yapılmıyor.
  • Eğitim Birliği Yasası (430 Sayılı Yasa): Anayasal güvenceye rağmen, eğitim dinselleştirildi, tarikat ve cemaatlerle protokoller yapılarak bilime dayalı eğitim sistemine darbe vuruldu.
  • Halifeliğin Kaldırılması (431 Sayılı Yasa): Laiklik ilkesiyle tamamen ters düşen uygulamalar artarak devam ediyor, Diyanet Başkanlığı ise adeta bir hilafet makamına dönüştü.

‘Genelkurmay Artık Sembolik Hale Getirildi’

ADD’nin açıklamasında, Genelkurmay Başkanlığı’nın yetkilerinin tamamen tırpanlandığına da dikkat çekildi. 15 Temmuz sonrasında Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri’nin Milli Savunma Bakanlığı’na, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları’nın ise İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasıyla, anayasal olarak “savaşta başkomutan” olan Genelkurmay Başkanı’nın fiili bir yetkisi kalmadı.

‘Vakıflar Genel Müdürlüğü Tarikatlara Teslim Edildi’

Açıklamada, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de asli görevini yerine getirmediği vurgulanarak, tarikat ve cemaatlerin denetimsiz bir şekilde holdingleşmesine izin verildiği ifade edildi. “Denetimsiz büyüyen bu yapılar, devletin adeta paralel bir unsuru haline getirilmiş ve bu konuda devlet kurumu olması gereken Genel Müdürlük harekete geçmemiştir.”

‘Cumhuriyet’in Temellerine Dönmeliyiz’

Atatürkçü Düşünce Derneği, mevcut tablonun Cumhuriyet Devrimlerinden bir sapma olduğunu belirterek, “Bu ülkenin kurtuluşu Atatürk Cumhuriyeti’ne geri dönmekle mümkün olabilir” ifadesini kullandı. ADD, devrim yasalarının kağıt üzerinde kalmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, halkı Laik Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkmaya davet etti ve “Derhal seçime gidilmelidir!” çağırısında bulundu.

ADD’den Yapılan Yazılı Açıklama Şöyle:

“Mustafa Kemal Atatürk, devrimlerin başarılı olması için aksaklıkların düzeltilmesi ve değişikliklerin süratle uygulamaya konulması gerektiğini belirtmiş ve bu değişimlerin uygulamalarının uzun vadeye yayılması halinde asıl gayeden uzaklaşılmış olunacağına dikkat çekerek “İdare-i maslahatçılar (işleri olması gerektiği gibi yapmayıp okuruna bırakanlar) esaslı inkılap (devrim) yapamazlar” demiş ve gerçek bir devrimci olarak bütün devrimleri bu temel görüşle hayata geçirmiştir.

Bu bakışla, Cumhuriyet’in ilanından sadece 4 ay sonra, 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen 3 Devrim Yasası, Cumhuriyetimiz ’in laik demokratik hukuk devleti niteliğinin ve Kemalist Aydınlanma hamlesinin ilk adımı olmuştur.
Bu 3 devrim yasası şunlardır;
1.Şer’iye ve Evkaf Vekâletleri (din ve vakıf işleri ile ilgili bakanlıklar) ile Erkanı Harbiye Vekaletinin kaldırılıp yerlerine Başbakanlığa bağlı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Başkanlığı’nın kurulmasını sağlayan 429 sayılı Yasa.
2.Eğitim birliğini sağlayan 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Yasası.
3.Halifeliği kaldıran 431 sayılı yasa.
Her ne kadar, anayasamızın 174. maddesi ile koruma altında iseler de, günümüzde bu 3 yasa AKP iktidarının 23 yıllık uygulamaları sonucunda adeta yok hükmüne düşürülmüştür.
Şöyle ki;
Eğitim Birliği yasası yürürlükte ve anayasa güvencesindedir, ama AKP’li Milli Eğitim Bakanları eğitimi alabildiğine dinselleştirmiş, ucube projelerle okullarımıza imamları sokmuş, anayasayı ve yasaları ihlal ederek sivil toplum örgütleri saydıkları, hiçbir çağdaş bilimsel eğitim yetenekleri olmayan tarikat ve cemaatlerle protokoller yapmış, matematik ve fen ders saatlerini azaltıp felsefe, mantık, sosyoloji derslerini müfredatta çıkararak çocuklarımızı dünya çocuklarıyla yarışabilecekleri bilimsel bilgiden yoksun bırakmış, ülkemizin geleceğini karartmışlardır. Bugün ülkemizde Nurcusu, Süleymancısı, Menzilcisi, Amerikancısı, İngilizcisi, Fransızcısı her dilden, her dinden, her tarikattan eğitim yapılmaktadır. Bakanlığın adı hâlâ Milli Eğitim Bakanlığı’dır, ama AKP eğitim sisteminde olmayan tek nitelik “Milliliktir” dense yeridir.
Genel Kurmay Başkanlığı’nın ne halde olduğu ise, son olarak “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” dedikleri için Ordu’dan ihraç edilen teğmenler olayında görülmüş ve milletimizin vicdanında onulmaz yara açmıştır. 15 Temmuz sonrası ordu ile komuta bağlantısı kesilen Genel Kurmay Başkanı anayasaya göre hâlâ savaşta başkomutandır, ama Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları emrinden alınıp Milli Savunma Bakanlığına bağlandığından, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları da İçişleri Bakanlığına bağlı kalmaya devam ettiğinden, komuta edecek bir manga askeri bile olmayan sembolik bir makama dönüşmüştür.
Diyanet İşleri Başkanı ise, kendini Şeyhülislam, hatta zaman zaman Halife sanarak davranmakta, elinde kılıçla Atatürk’e hakaret edip takipsiz kalmakta, birçok bakanlık bütçesini aşan kamu kaynağı har vurup harman savurarak adeta kara delik oluşturmakta ve yayınladığı saçma sapan fetvalarla milleti çileden çıkarmaktadır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü de benzer durumdadır. Bu devlet kurumu vakıfları kontrol etmek ve denetlemekle yükümlüdür. Ancak son yıllarda hemen tamamı vakıf ya da dernek adı altında örgütlenerek yasaların arkasından dolanan tarikat ve cemaatler, sorgulanmayan ve denetlenmeyen trilyonlarca liralık kazançlarıyla holdingleşir, akıl almayacak servetlere ve mal varlıklarına kavuşurlarken bu Genel Müdürlüğün kılını kıpırdattığı görülmemiştir.
Sadece bu üç devrim yasasının bugünkü durumu bile AKP iktidarının devletimizi ne hale getirdiğini göstermektedir.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bu nedenle, 3 Mart devrim yasalarının 101. yılında Büyük Atatürk’ün “İdare-i maslahatçılar esaslı inkılap yapamazlar” özdeyişini düstur edilerek Laik Cumhuriyetimizi kuruluş ayarlarına döndürecek ve Aydınlanma Devrimleri’ ni yeniden devletimizin temeline yerleştirecek bir iktidara kavuşmak için derhal seçime gidilmesi talebimizi kamuoyuyla paylaşmayı görev sayıyoruz.
Çare Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’dir.
Saygılarımızla.”

Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Haber Merkezi