Bedelli Esaret – Nafiz Şahin Yazdı

Bedelli Esaret – Nafiz Şahin Yazdı
Yayınlama: 24.11.2025 00:00
A+
A-

Evde bir köpek, üç kedi var. Kısa süreliğine misafir edilenler de olduğunda, evde Serengeti belgeseli çekilebilir.

Kızımın, yolda gördüğü hasta, savunmasız yavruları alıp eve getirme gibi bir kusuru var. Onların tedavisinden sonra bir aile aranıyor; bulunamazsa bize kalıyor.

Köpek, her sabah kalktığımda sınıfın çalışkan öğrencisi gibi kendisini göstermeye çalışıyor. Gözlerime bakıp şirinlik yapıyor, kuyruk sallıyor. Ben tasmaya doğru yöneldiğimde heyecanlanıyor, kendisini yerden yere atıyor.

Sokağa çıktığında tasmalı özgürlüğün tadını almaya çalışıyor.

Kediler evin içinde birbiriyle boğuşuyor, arada köpeği taciz ediyorlar. Zaman zaman pencereden dışarı bakıyor, özgürce uçan kuşlara küfrediyorlar.

Büyük kedi bulunduğunda, köpeklerden korkmuş bir ağacın üzerine sığınmış titreyen bebekti. Vücudunu karıncalar sarmıştı.

Diğer tekir kedi de kendisini bizim kedimiz ilan etmiş, köpek gezdirirken peşimize takılıp eve gelmişti. Aç geçirdiği sokak günlerinin acısını çıkartırcasına yiyor. Pantolonun üzerine sarkmış rakı göbeği var.

Kara kedi bulunduğunda ölmek üzereydi, tel maşa bacaklarında derman yoktu. Şimdi parlak, simsiyah tüyleriyle, yakışıklı bir delikanlı oldu. Kara panter minyatürü…

Bize kalsa köpek de, kediler de pek mutlu… Ekmekleri, suları var; sokakların kavgalarından uzaktalar. Aşılar, tedaviler, sosyal güvenceler tamam…

Bu sabah onları karşıma alıp konuştum.

‘’Beni iyi dinleyin!  Bu evin kuralları var. Öyle istediğiniz zaman sokağa çıkmak yok. Ben ne zaman istersem o zaman…

Bacaklarıma sürtünmek, mama istemek, klavyemin üstüne yatıp ilgi çekmeye çalışmak yok.

Odamın kapısı açık kaldığında içeri dalıp, yastığıma kıç koyarak yatağımda keyif çatmak, mutfakta pervasızca sağa sola atlamak yok.

Bu evde, hiçbir kural konulmadan kabul edilen Suriyeli göçmen gibi yaşayamazsınız!

Mademki size evimi açtım, kuralları ben koyarım. Sizin ihtiyaçlarınızı tespit eder, karşılarım. Anlaşıldı mı?’’

Köpek sözü aldı.

‘’ Teşekkürlerimi arz ediyorum sahip! Bugüne kadar hiç aç kalmadım, üşümedim. Sokağa çıktığımızda diğer köpekleri görüyorum; açlar, üşüyorlar, bana özenerek bakıyorlar. Hele elbiselerime… Ama bazen aklımdan geçmiyor değil; onlar istedikleri zaman istedikleri yere gidiyorlar. Yanlış anlamayacağınızı umarım; ben beş dakika dışarı çıkmak için her türlü maskaralığı yapıyorum. ‘’

Z kuşağı kara kedi miyavladı.

‘’Önce doğal yaşam alanlarımıza el koydunuz, sonra doğada yaşama yeteneklerimizi yok edip kendinize mahkum ettiniz. Şimdi önümüze mama bırakıp vicdanınızı rahatlatıyorsunuz. Atalarım doğada avlanırken, ben bilgisayarda fare yakalamaca oynuyorum. Üstelik farenin ne olduğunu bile bilmiyorum.’’

Tekir kedi söze giriyor.

‘’ Sağolun bizi sokaktan alıp sıcak bir yuva verdiniz. Burada olmasak belki de yaşamıyorduk. Ama sokakta olsaydık sizin saçma sapan lazer ışığınızın peşinden koşmak zorunda kalmazdık. Sizi güldürmek için kendimizi telef etmezdik. Özgürce gezerdik, ağaca çıkardık, kendimizi savunmayı öğrenirdik. Yazın sıcağını, kışın soğuğunu yaşardık; belki hastalanırdık ama kişilikli yaşardık.’’

Göbekli tekir:

‘’Beni bu işlere karıştırmayın. Mama yiyorum. Beni konuşturmayın!’’

Söz sırası bende:

– Haklısınız, sizi eve alırken fikrinizi sormadık. Özgürlüğünüzden vazgeçmenin bedelini ödüyorsunuz. Ya bu yaşamı sürdüreceksiniz ya da riskli bir yaşamı göze alıp, kimseye ‘’eyvallah’’ etmeden sokaklarda özgürce yaşayacaksınız. Karar sizin!

Anlaşılan yandaş gazeteci gibi yaşamayı onlar bile sindiremiyorlar.

Sahibe soytarılık, yalakalık yaparak yaşamak zordur, her bünye kaldırmaz.

Evdeki kedi, köpek bile kabullenemiyor.

1957 Trabzon doğumlu. 1980 yılında AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. 1978 yılında Ankara Belediyesi Basın Yayın Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı. Ardından Çankaya Belediyesi Eğitim ve Kültür Müdürlüğü ile Kültür Bakanlığı Protokol Müdürlüğü görevlerinden bulundu. Kültür Bakanlığı Basın Danışmanı, Güzel Sanatlar Genel Müdür Yardımcısı ve Azerbaycan ile Kırgızistan Büyükelçilikleri nezdinde Kültür ve Tanıtma Müşaviri olarak çalıştı. 2013 yılında emekli olduktan sonra Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’na danışmanlık yaptı. Yurtiçi ve yurtdışında 8 fotoğraf sergisi açtı. Ankara’nın Martıları ve Politik Hacı isimli yayınlanmış iki kitabı bulunuyor.