Bilim İnsanlarımız Neden Dinlenmiyor? | Tınaz Titiz Yazdı

Bilim İnsanlarımız Neden Dinlenmiyor? | Tınaz Titiz Yazdı
Yayınlama: 14.09.2023 14:34
A+
A-

Beklenen İstanbul Depremi (BİD diye kısaltalım) ile ilgili, bilim insanlarımızın çeşitli vurgu düzeyinde uyarıları var. En hafifleri dahi binlerce evin yıkılıp onbinlerce insan öleceğini, ülke ekonomisinin ağırlıklı üretim gücünün yer aldığı Marmara Bölgesindeki bu afetin tam bir beka sorunu yaratacağını rakamlarla açıklıyorlar. Nitekim bu konulardan sorumlu bir bakan da deprem tehlikesini dile getirip önlem alınmasının şart olduğunu TV’lerde dile getirdi.

Bu uyarıların ne gibi sonuçlar verdiği ayrı bir bilim dalının konusu ise de, sokaktaki insanın gözlem kapasitesi içindeki bir sonucunun “depremi (ve muhtemel diğer afetleri) tevekkülle bekleyen” yurttaş sayısındaki artış olduğudur.

Bir yandan da yerel ve merkezi yönetimlerin önlem girişimleri olduğu biliniyor. Buna rağmen bu korkutucu uyarıların sebebi “muhalefet etme isteği” midir veya “olası afet zararlarının tahmin edilen büyüklüğü karşısında alınan önlemleri yetersiz görme” midir ve/ya “TVlerin reyting toplama arzusu” mudur? Ya da -olmaz ama- acaba “alınması önerilen önlemlerin yetersizliği hakkındaki sezgiler” midir? Ya da aldığımız önlemleri kıskanan bir dış mihrakın işi midir? (https://tinaztitiz.com/3206)

Muhtemelen bu sonunculardan bir kişinin hazırladığı bir zihin haritası, BİD sonunda uğranabilecek zararları ve onların kök nedenleri şu adrestedir: https://bit.ly/3jVZoi3 .

Harita, aslında deprem tehlikesi adında ayrı bir risk bulunmadığını, bizatihi yaşam biçimimizin kendi başına bir “risk üreteci” olduğunu anlatıyor. BİD, bu total risk’in sadece bir yer ve zaman kesitindeki izdüşümünden ibarettir.

Eğer, buna inanmayıp “deprem, diğer risklerden bağımsız kendi başına bir risktir; onun tek tek bileşenlerine önlem alarak yıkılacak bina ve ölecek insan sayısı azaltılabilir” gibi bir iddiada bulunursa, şöyle bir basit deneyi -hem de kağıt ve akıl yoluyla- yapabilir: Haritadaki herhangi (evet herhangi) bir dalı ele alıp sadece o dalın bile ne gibi zararlar üretebileceğini görebilirler.

Eğer yine de ikna olunmaz ve “bu kadar çok nedenin hepsi aynı derecede sonuca etkili olamaz; o halde bunları önem ve öncelik sırasına koyarız ve mesela binaları yıkıp yeniden yaparak en önemli riski azaltırız” denilirse, bu haritanın her bir dalının geri-besleme çevrimleri (feedback loops) yoluyla tahmin edilemeyecek düzeyde zarar üretebileceğini ya anlamaları ya da bizzat bekleyip sonuçlarını görmeleri beklenir. (https://vimeo.com/712701295)

Tahminler BİD’nin gerçekleşme anı konusunda -olasılık itibariyle- önümüzde bir süre olabileceğini (tabii olmayabileceğini de) gösteriyor. Bu nedenle bu süreyi birbirimizi çerçevesi konusunda çok eksik bir risk örgüsü fotoğrafına göre korkutarak değil, en alttaki kök nedenlere (mesela yıkıcı bencillik gibi) yönelik önlemler uygulayarak kullanmak daha akılcı (dolayısıyla bilimsel düşünüşe daha uygun) olur. (https://bit.ly/3f9GwXP)

14 Eylül 2023

18 Nisan 1942'de İstanbul'da doğdu. 1963 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi, Elektrik Mühendisliği Bölümünü bitirdi ve 1969 yılında Correspondence Course from Education for Career Advancement, on "Logic Design of Digital Computers" dalında eğitim aldı. 1963-81 yıllarında Ereğli Kömürleri İşletmesi’nde çalıştı. 1983-87 döneminde İstanbul Milletvekili, 1985-87 yıllarında İstihdam, Bilim ve Teknolojiden sorumlu Devlet Bakanı, 1987-89 Kültür ve Turizm Bakanı, 1987-91 döneminde Zonguldak Milletvekili, 1991-95'te Ankara Milletvekili ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi görevlerinde bulundu.