Bu hesap başka hesap: “1+5+3” – Yusuf İpekli Yazdı

Bu hesap başka hesap: “1+5+3” – Yusuf İpekli Yazdı
Yayınlama: 22.07.2024 20:20
A+
A-

Başlıkta yer alan hesap, devleti bazen açıktan, genellikle şifreli mesajlarla gizli kapaklı yöneten MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı anlaşılması oldukça güç, kafa karıştıran hesaplardan farklı bir hesap.

Bu hesap TÜİK denilen kurumun yaptığı, hepimizi yakından ilgilendirip canımızı yakan, kavuran hesaptan da çok farklı bir hesap.

Bu hesap siyasetin gizemli girdabında kendi iktidarına muhalefet eden hükümetin hesabından da farklı, iktidar olmak için akıntıya kürek çeken yapıların hesabından da…

Bu hesap, büyük umutlarla ekimde toprağa tohum saçan çiftçinin, temmuzda boş kalan ambarının hesabından da farklı sekiz yüz gram mazota kırk beş lira ödeyen kamyoncunun hesabından da…

Bu hesap elim kırılsın diyerek sandığa gidip elini kıran partiye oy atanın hesabına hiç mi hiç benzemeyen bir başka hesap.

Bu hesap emekliyi rahatlatacak 66 milyar TL’nin, devletin üç beş yandaş şirketten alacağı ve bir kalemde sildiği 660 milyar TL vergiden daha büyük olduğunu gösteren hesabın pabucunu dama atan bir hesap…

Bu hesap farklı olduğu kadar büyük, büyük olduğu olduğu kadar farklı bir hesap vesselam…

1+5+3 = başarı

Nasıl?

Ülkemizde uygulanan 4+4+4 kesintisiz ve zorunlu eğitim sistemi 2012 yılından bu yana 12 yıldır uygulanıyor.

Hem de eğitim bilimcilere, pedegoglara, psikologlara, öğretmenlere, veli ve öğrencilere rağmen.

Rağmen, çünkü;

 4+4+4= ucube = başarısızlık…

Neden?

1. Bu sistemde okul öncesi eğitim zorunlu değil, okul öncesinde okullaşma oranı adrese dayalı sisteme göre yüksek ancak pratikte oldukça düşük. Oran bilinmiyor. Ne de olsa kaynak TÜİK…

2. 4+4+4 eğitim sistemi düz liseleri, anadolu ve fen liselerini kapatıp proje okulu adı altında imam hatip ortaokulu ve imam hatip liselerini yaygınlaştırdığı için halkçı değil. Garibanın çocuğu zorunlu olarak imam hatibe gitmekte, buraya gidenlerin büyük çoğunluğu ise okulu terk etmekte. Açık lise öğrenci sayısı akıl almaz biçimde çoğaldığı için ne yaptılar? Açık liseye geçişi zorlaştırdılar. Sonuç, benim oğlum bina okur döner döner yine okur.

3. 4+4+4 sistemi laiklik ve bilimsellikten uzak. Sistem laikliğe ve bilime haydi düşman demeyelim ama laik ve bilimsel düşünceye oldukça mesafeli, karşı. Sistem dindar ve kindar nesil için arka bahçe.

4. Bu sistemde meslek liseleri üvey evlat konumunda. Meslek liselerinde öğrenci yok.

5. Sistem özel eğitimi görmüyor, duymuyor, bilmiyor. Galiba bu yanıyla 4+4+4 sistemi hem öğrenme hem öğretme güçlüğü yaşıyor.

6. Sistemde lise zorunlu ve dört koca yıl. Zorunlu ve dört yıl olan liseler diplomalı işsiz üretiyor. Bunu bilen gençler zorunlu olan lise eğitimini dikkate almıyor. Liselerde akran zorbalığı başta olmak üzere şiddet tavan yapmış durumda.

7. Sistem LGS ve YKS verilerine göre başarısız. Veriler eğitim yerlerde sürünüyor demekte.

8. 4+4+4 eğitim sistemi devlet okullarında varlık gösteremediği için özel okulları doğurdu. Her yerde mantar gibi özel okul açıldı. Özel okullar devasa bir rant kapısı oldu. Özel okul ücretleri tavan yaptı. Parası olanlarla dişinden tırnağından kısanlar şimdilik özel okul bedelini ödese de velinin dayanma gücü kalmadı.

9. 4+4+4 sayesinde cumhuriyet düşmanı tarikat ve cemaatler okullarda cirit atıyor.

Peki ne olacak, ne olmalı?

Öğretmene değer verilmeli. Öğretmen geçim derdinden kurtulmalı. Türkiye yüzyılı maarif modeli denilen müfredattan acil olarak vazgeçilmeli. Asla mülakat uygulanmamalı. MEB kaynakları çar çur edilmemeli.

Pedagojiye, psikolojiye, duygusal gelişime, laik anlayışa ters düşen ve başarısız olduğu ayman açık ortada duran 4+4+4 sisteminden vazgeçilmeli, yerine 1+5+3 gelmeli. Zorunlu ve kesintisiz eğitim dokuz yıla indirilmeli.

Peki peki, açalım o zaman…

1. Okul öncesi eğitimi mutlaka zorunlu olmalı. Burada çocuğun  psikomotor gelişimi tamamlanmalı. Paylaşımı, dayanışmayı, iyiliği, arkadaşlığı, oyunu, sorumluluğu öğrenerek ilkokula hazır hale gelmeli.

2. İlkokul yeniden beş yıla çıkmalı. Duygusal gelişimi tamamlamayan çocuk, ilkokul öğretmeninin denetimi ve gözetimi altında süreçten sağ salim çıkmalıdır.

3. Ortaokul üç yıl olarak kalmalı. Ancak ortaokul programı olabildiğince sadeleştirilmeli ki çocuk ergenlik döneminde boğulmasın, sıkışmasın. Hayatının tüm evresini etkileyecek istendik davranışlar edinsin.

4. Ortaöğretim zorunlu olmaktan mutlaka çıkarılmalı. Liseye akademik başarısı yüksek öğrenciler devam etmeli. Ortaokulu bitiren çocuklar bizim mahallenin “çocuk işçi”, “çocuk gelin” teranelerine rağmen ara eleman yetiştiren meslek programlarına yönlendirilmeli. Böylece hem liselerde oluşan şiddet olayları önlenmeli hem çocuğun geleceğini etkileyecek bir meslek sahibi olması sağlanmalı hem de ülke ekonomisi derin bir nefes almalıdır.

22 yılda 9 milli eğitim bakanı değiştirerek 17 kez eğitim sistemini allak bullak eden hükümet kesintisiz ve zorunlu eğitimi 1+5+3 yapar mı? Menfaati varsa ve bu sistem kindar ve dindar nesil yetiştirmeye hizmet eder noktaya gelirse neden yapmasın ki…

Umudum yok ya, yine de çıkmadık candan umut çıkmaz değil mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

1964 yılında Ankara İli Kalecik İlçesinde doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğu. 1985 yılında mesleğe ilkokul öğretmeni olarak başladı. Türkçe öğretmeni oldu. 20 yıl okul müdürlüğü yaptı. 35 yıl emek verdikten sonra emekli oldu. Özel eğitim alanında 3 yıl müdür olarak özel sektörde çalıştı. Halen özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyor. Makale, inceleme ve araştırmaları Öğretmen Dünyası, ABECE, Eğitim Yaşam, Çağdaş Eğitim dergilerinde yayımlandı. Kalecik Gazetesinde 10 yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen HANHANA isimli kültür ve sanat dergisinin editörüdür. Şiirlerini, 1. Çığlığa çağrı 2. Sensiz akşamların yorgun geceleri 3. Gökyüzüne kafa tutan sağanak; AB projesiyle gittiği Avrupa izlenimlerini, "Okulumuz Avrupa" da isimiyle kitaplaştırdı. Basıma hazır kitap taslakları mevcut. Evli, 2 çocuğu, 3 torunu var.