İkizdere Çevre Katliamı | Şahin Mengü Yazdı

İkizdere Çevre Katliamı | Şahin Mengü Yazdı
Yayınlama: 21.05.2021 00:00
Düzenleme: 27.07.2023 22:35
A+
A-

Rize İkizdere’ de Cengiz İnşaatın taş ocağı çalışmaları nedeniyle çevreye verdiği tahribata karşı, başta yöre halkı olmak üzere duyarlı tüm vatandaşlar tepki gösteriyor.

Devlet yetkilileri de bu çevre katliamını halkın önleme mücadelesini engellemeye çalışıyorlar.

Anayasamızın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlıklı 56. Maddesinde  “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı”ndan söz etmektedir. Anayasanın bu maddesi bütünüyle incelendiğinde “sağlıklı ve dengeli çevre” kavramına, doğal güzelliklerin korunduğu, kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği hava ve su kirlenmesinin önlendiği bir çevreden söz etmektedir.

Sözünü ettiğimiz bu 56.  maddenin ikinci fıkrası “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşın ödevidir” demektedir.

İnsanların ve diğer canlıların sağlıklı yaşamasını sağlayan hava, su, toprak ve kültürel değerler çevreyi oluşturmaktadır.

İşte İkizdere’de, Cengiz İnşaatın yaptığı bu çevre katliamına direnen halk anayasanın kendisine bir verdiği ödevi yerine getirmektedir.

Son yüz, iki yüz yıl insanlık tarihini incelersek, korunması gereken hakların, ihtiyaçlardan doğduğunu görürüz. İnsanların ve canlıların yaşadığı ortamın, yani çevrenin yaşamı tehdit edercesine kirletilmesi, doğal dengenin bozulması ile çevre hakkı 20. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak dile getirilmeye başlanmış ve hukuk sistemlerine girmiştir.

Nitekim, vatandaşa anayasa ile verilen bu çevre kirliliğinin önlenmesi ödevinin ne kadar doğru ve yaşamsal olduğu yaşanarak görülmektedir.

Cengiz İnşaatın İkizdere’de yaptığı hafriyat sırasında oluşan heyelan nedeniyle toprağın dereye karışması nedeniyle  evlere çamurlu su akmıştır.İnsanlar ve diğer canlılar bu suyu içmektedir, başlı başına bu olay bile insan ve çevre sağlığına verilen zararı göstermektedir.

Bu anayasa maddesi içselleştirilmez ve sadece anayasa da şeklen var olursa bunu bir kıymeti kalmaz.

Anayasa vatandaşa da Devletin yanında bu ödevi veriyorsa vatandaşın bu hakkını kullanmasının engellenmemesi gerekiyor.

Devlette vatandaşının sağlıklı bir çevrede yaşamasını sağlamakla yükümlüdür. Devletin görevi, sadece Cengiz İnşaatın menfaatini korumak değil, vatandaşında sağlıklı yaşaması için gerekli ortamı sağlamaktır.

Devlet İkizdere’de yaşanan çevre felaketini gördüğü anda buna müdahale etmesi gerekirdi.

Nitekim Anayasanın 56. Maddesini gerekçesinde; “Vatandaşın korunmuş çevre şartlarında beden ve ruh sağlığı içinde yaşamını sürdürmesini sağlamak Devletin ödevidir” demektedir.

“Çevreyi korumak sadece yasal mevzuatla olmaz, eğitim ve Devletin denetimi de gereklidir” demektedir maddenin gerekçesinde. AKP İktidarı döneminde Anayasa maddelerinin ne yazdığı artık önemli değildir. Mühim olan yandaş müteahhitlerin çıkarlarıdır.

Maalesef Çevre hakkı, hukuk sistemimize , uluslararası hukuksal metinlerin zorlaması ile girmiştir. Özümsenmeden bu zorlamadan olacak ki, anayasa ve çevre mevzuatı ile konulan kurallar çoğu zaman ihlal edilmektedir, bunun en son örneği de İkizdere Çevre katliamıdır.

Şahin Mengü, 4 Nisan 1948'de Kastamonu İnebolu'da doğdu. Avukat; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest avukat olarak çalıştı. Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri ve Türk Eğitim Derneği Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. İyi düzeyde İngilizce bilen Mengü, evli ve 2 çocuk babasıdır. 22 Temmuz 2007 Genel seçimlerinde CHP' den Manisa milletvekili seçilmiştir. Şahin Mengü (73) 20 Eylül 2021 tarihinde hayatını kaybetti.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.