‘İyi bari seçim kazanılmamış’ deme aşamasına geldim | Aytun Çıray Yazdı

Muhalefetin bir kısım elemanlarının seçim sonrası tutumunu izledikçe..
‘İyi bari seçim kazanılmamış’ deme aşamasına geldim.

İktidara gelinseymiş başta Kemal Bey ve CHP..
Ağzında bakla ıslanmayan, belli ki kariyerleri kadar siyasi birikimleri olmayan..
Hatta bir kısmı da açgözlü olan bu kadrolarla rezil olacaklarmış.
***
Örneğin; sığınmacıların Türkiye’yi istilâsının nedeninin siyasi olduğunu göremeyip..
Sanki buna TSK’nın eksik organizasyonu neden olmuş gibi..
‘Güney Ordusu’ diye trajikomik bir öneriyle ortaya çıkanlar bile oldu.

Kemal Bey’in ekonomi kurmaylarından olmaya aday biri de onun cumhurbaşkanı olmaması gerektiğini düşünüyormuş.
Gerisini siz düşünün!
***
Yani; Millet İttifak’ı ve sonradan katılan bileşenleri eğer şu anda ülkeyi yönetiyor olsalarmış..
Yerel seçimlerde AKP ve MHP çok daha güçlü bir şekilde geri döneceklermiş.

***
Dikkatinizi çekerim..

Muhalif partiler içinde halen geçtiğimiz seçimin neden kaybedildiğine dair ciddi bir tartışma açan..
Analitik bir bakış ve çözüm ortaya koyma çabasında olan yok.

Nitekim bu süreçte, bırakın geleceğe yönelik heyecan verici bir vizyon açıklanmasını..
Bilimsel ve objektif durum tespiti..
İYİ Parti’nin Kurultay’ından fedakâr, cefakâr İYİ Parti teşkilâtlarının payına azarlanma çıktı.
AKP’den çok da CHP’ye vuruldu.

Tabii bu söylemlerle var olan güven bunalımı derinleştirildi.

Nitekim ünlü ve isabetli anketler yapması ile tanınan bir şirketin sahibi bana, “Kurultay’dan sonra İYİ Parti’de serbest düşüş başladı” dedi.

Diğerlerini ise değerlendirmeye bile almıyorum.

***

Bir kez daha görüldü ki..
Bu ülkenin, lâik demokratik sisteminin yok olmaması için olmazsa olmaz partisi CHP’dir.

Geçmiş ve gelecek analizi çalışması en ciddi şekilde orada yapılabilir.

Yapılacak bu çalışma sonucunda..
Tüzük mü, program mı, söylem mi, lider mi, yoksa hepsi mi değişmeli ahaliyi heyecanlandıracak, ayağa kaldıracak bir şekilde ortaya konulabilir.

Halbuki orada da tartışmalar tersten başladı ve kişiler üzerinden yürüyor.

Yenileşme veya değişim; adına ne derseniz bunun neden olması ve nasıl olması gerektiği konuşulmuyor.

‘Değişim’ talebi doğrudan isimler üzerinden, özellikle dıştan gelen ve bir kısmı dedikodu seviyesinde uyaranlarla başlayınca..

Sadece Kılıçdaroğlu yıpratılmıyor..
Geleceğin genç siyasetçileri de yıpranıyor.

Daha da önemlisi ve esasen Türkiye’nin olmazsa olmaz partisi CHP’ye de büyük zarar veriliyor.
***
Kısacası dikkat!

Milletimiz, pahalılık ve hayat şartlarının ağırlaşması karşısında ezilirken AKP’ye olan öfkesini..
Aralarında yaptıkları ikili, çok gizli görüşmeleri dahi açıklayan..
Komşu dedikoduları yapan..
Tam da AKP’nin istediği gibi toplumsal kamplaşmayı körükleyen..
Siyasal güveni zedeleyen..
Yeni bir seçim işbirliği kurulmadan, onu şimdiden değersiz ve gereksiz kılan muhalefete yönlendiriyor.