Kaos – Melih Demirel Yazdı

Kaos – Melih Demirel Yazdı
Yayınlama: 22.03.2025 17:54
A+
A-

Bu haftanın başında pazartesi günü sosyal medya hesaplarımda bir şey paylaşmıştım.
‘’ Siyasi hayatımızın yarınlarına iz bırakacak bir haftaya giriyoruz.’’

Efendim öncelikle söylemeliyim ki, bu paylaşımı bir alamet-i farikam olduğu için yaptım sonunda söyleyeceğim…

Evet, bir çok şey duyuyorduk asıllı asılsız ama gerçekten kaosun bu kadar  Nirvana yapacağı, gündemin saat başı değişeceği bir hafta beklemiyordum ki, daha bitmişte değil pazarı da var… Ez  cümle CHP toplum gerçeklerinden koptu derken, birkaç günde CHP’nin kendisi oldu toplum gerçeği…

Salı günü İmamoğlu’nun diploması iptal edildi. Manisa’nın gururu Özgür ağabeyimde, üst mahkemeden döner bu iş çokta ses etmeye gerek yoktan hallice hareket  edince Tak! Çarşambaya İmamoğlu ve bir çok önemli ismin göz altısıyla uyandık. Bildiğiniz üzere bir çok suçlama iddiası ile karşı karşıya kendisi, ben bir hukukçu yada yargı makamı değilim ancak, bu olay zamanlaması açısından artık siyasi olmasa bile siyasi… Ve iş çoktaaaan İmamoğlu’nu geçti, sur delindi gedik açıldı…

Perişanlığa bürünmüş Perşembeyi karşılarken, kulislerde iki şey konuşuluyordu ; ‘’ Kurultay iptali, İBB ve CHP’ye Kayyum’’   Dedem rahmetli iyi bir CHP’liydi. Onun bile altmış yılı aşkın siyasi tanıklığında yaşamadığı şeyleri, üç günde yaşamış olmanın gururunu değil kahrını yaşıyorum derken, dün Manisa’nın gururu Özgür ağabeyim, kendisinden beklemeyeceğim ve beni ziyadesiyle şaşırtan bir manevrayla ‘’ Olağanüstü Kurultay’’ kararı aldı. Bu hamle çok önemliydi çünkü, parti kurumsal kimliği ile mahkeme salonlarında sürünmekten ve kayyum tehlikesinden korundu. Tabi Atatürk’ün emaneti CHP hatırına, ‘’ Özgür ağabeyim eleyerek ilerliyor, birilerinin desteği olmadan mümkün değil kazanamaz başka zaman. Bu Kaos tam fırsat onun için.’’ gibi kötü düşüncelerden de uzak dursam da, sürecin sonuna değerlendirmelerimi saklıyorum. Malum ülkemiz siyaseti insanı paranoyaklaştırıyor.

Sokak…

Bu haftanın gerçeği. Koşulsuz, çıkarsız, menfaatsiz gerçeği… ‘’Halkın ta kendisi…’’ Geçenlerde yazdığım ‘’Kitlesel Alzheimer’’ yazımdan dolayı, affınıza sığınıyorum. Lafımı geri aldım. Meğerse halk unutmuyormuş da, içine atıyormuş. O duyarsız dediğimiz ‘’Z Kuşağı’’ gençler, aslında hiç de duyarsız değilmiş. Ve nihayetinde gerçekten de Kuvva bire kadar kırılmadıkça gerçekten de umut varmış…
Ama… Sine-i Millet derken de haklı çıktım… Gençlerin CHP’li yöneticilere isyanına şahit olduk bazı videolarda… Haklı olarak ‘’Mesai saatli eylem mi olur? ‘’ , ‘’ Neden öncülük yapmıyorsunuz’’ gibi yakınmalar oldu. Kardeşlerim, söylüyorum bakın. İstisnalar hariç çoğunun işi orada birkaç kez megafon ile bağırıp, birkaç fotoğraf çekinip, sonra yok olmak. Çünkü bunların siyaset anlayışı da böyle… Hele birde iki gün evvel benim Özgür ağabeyime bağırmışsınız ‘’ Özgür dışarı, halk içeri diye’’… Ya benim Özgür ağabeyim konuşurken solcudur ama, kaç kez eylem görmüşlüğü, kaç kez biber gazı yemişliği vardır hiç sordunuz mu? Biber gazı sıkılınca içeri girmiş adamcağız, bünye alışık değil. Özgür ağabeyim zaten siyasete de playstation oynarken çağırılmış. Beklentiyi yüksek tutmayın…

Kardeşlerim, Ağabeylerim, Ablalarım…

Anayasal protesto hakkımızı sonuna kadar kullanalım ama birilerinin siyasetine de alet olmayalım. Biliyorum ki hepinizin artık orada bulunma sebebi İmamoğlu’nu geçti, konu yılların birikmişliğine geldi. Birilerinin yönlendirmesine esir olmayalım. Kaosu tetikletmelerine alet olmayalım. Nitekim, birileri kirli emelleri için bunu isteyebilir. Birilerinin misyonu belki budur. Ancak provokasyondan uzak, birilerine istediğini vermeden kardeşçe haykıralım güzel yarınları…

Alamet-i Farika…

Gelelim başlarken sonunda söyleyeceğim dediğim Alamet-i Farikaya…

Öyle bir mucizem yada Gaypdan duyduğum bir şey yok. Bazı şeyler okuyabilene, hatta yaşadıklarını esas alırsa tecrübesine, gümbür gümbür ben geliyorum der. Bu süreçte öyleydi. Sağır sultan bile duydu ama birileri kulağının üzerine yattı, yada yatırıldı…

Mücadele yerine Müzakere dediğinizde,
Gülümseyerek ayağa kalktığınızda,
Kadro kurarken, çürükleri de sepete koyduğunuzda
Siyasi Strateji namına, sıvazladığınızda

Gümbür gümbür ben geliyorum dedi…

Arefesinde de zaten, ‘’Ayağını denk al, yoksa denk getiririz’’ dedi…

Mevzu Özgür ağabeyimin ayağı değil ama, Ulu önderin emaneti… Şu an ki durumun adı Kaos ise de, sırtlanan ‘’Devleti kuran’’ partidir. Ve unutmamalı ki her doğum sancılı olur. Bahara olan inançla…
Esen kalın…

1994 Ankara doğumlu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Maliye bölümü mezunu. Evli, bir kız çocuğu babası.