Dün CHP 7. Genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu uzun süre sonra bir canlı yayına katıldı. Yapabildiğim analiz kadarıyla CHP tabanı büyük bir teveccüh göstererek, yayını izledi. Genel anlamda başarılı bir yayın olduğunu söyleyebilirim. Peki Kılıçdaroğlu ne söyledi veya ne söylemek istedi?
Aslında 2023’den beri yaşanan gelişmeleri yakından takip edenler için, önemli birkaç başlıktan başka farklı bir şey söylemedi. Ancak benim değerlendirmem genel manada şu ki; Taban yumuşama eğilimi ve bariz hatalar silsilesiyle, CHP’nin genel başkanlık koltuğunda dengeyi sağlamak için olması gereken bir otorite göremeyince, 7.Genel başkanına kulak kesti…
‘’Şaibeli Kurultay’’
Şaibeli Kurultay iddialarına sessiz kalınarak bir tavır konulmadığını, Erdoğan’ın sözlerine sessiz kalındığını ve CHP’nin 101 yıllık tarihinde böyle bir şey yaşanmadığını söyledi. Partinin açıklama yapması gerektiğini, eğer açıklama yapılmıyorsa ‘’Sükutun İkrardan geldiğini’’ vurguladı.
Sayın Kılıçdaroğlu ile dünkü programdan 1 hafta önce yaptığım yüz yüze görüşmede, kendisinden dinlemiştim ‘’Şaibeli Kurultay’’ mevzunu. Nitekim önce kendisi kamuoyuna açıklamadan yazmanın etik olmayacağını düşünerek, kimseyle paylaşmamıştım sözlerini. Kendisi dün tüm kamuoyuna açıkladığı için bende CHP yönetimine sormak istiyorum. Neden 101 yıllık bir çınara bu söylem yapıştı?
Neden sessiz kalınıyor? Neden net bir açıklama yapılmıyor? Sükut ikrardan mı geliyor?
‘’Hançer Mevzu’’
38.Kurultaydan beri kulaklarınız aşinadır, Kemal beyin yinelediği bir hançer mevzu var. Yol arkadaşlarının ihaneti meselesinde 6’lı masada bizzat Akşener’i kast ettiğini de hepimiz biliyoruz. Akşener’in siyasi tutarsızlığına diyecek bir şey yok. Kritik eşikte masayı dağıtmasından tutun, seçimden sonra kendi partisini de dibe sürüklemesi, yakın zamanda soluğu sarayda alması, bugün de İyi partili Tolga Akalın’ın ‘’Akşener, Erdoğan’ın talimat memurudur.’’ Söylemiyle tekrar gündeme getirmesi Akşener’in yaptıklarının takdirini size bırakıyor… Peki postür problemi yaşayan güya eski AKP’li ler? Kemal bey son zamanlarda AKP benim evim diyen Davutoğlu’na değinmedi. Biz olmasak CHP seçilebilme hayali kurabilir miydi Allah aşkına diyen, %0.1 Babacan’a da değinmedi. Aksine millet ittifakı dağıldı daha da güçlenmeliydi dedi. Doğru olduğu nokta şu ; %50+1 garabeti maalesef ittifaksız aşılacak bir engel değil güncel siyasi iklimde. Yanlış olan ise şu ; Dikenli yollar ayağını sevenler ile yürünmez! Güya eski AKP’li ler ile, ilk durakta tekrar güç gemisine zıplamak için kırk takla atanlarla, Demokrasi mücadelesi verilmez. Akşener ne kadar hançer ise, güya eski AKP’liler o kadar hançerdir.
‘’Aday belirleme Mevzu’’
Katıldığım bir diğer tespit ise Mansur Yavaş ve İmamoğlu’nun ortaya atılıp yarıştırılması. Daha öncede defalarca söyledim. İktidar hedef saptırıp CHP’yi içe kapatıyor ve iç kavga tuzağı kuruyor. Maalesef CHP’de bu tezgaha düşüyor. Önce erken seçim için ciddi bir baskı yapılması, memleketin içler acısı halinin her gün sıcak tutulması ve baskıyla sandık sürecinin başlatılması gerekiyor. Yoksa bu kayıkçı kavgaları uzayıp gidecek ve yine atı alan Üsküdar’ı geçecek. Lütfen ama lütfen, şaibelerden silkelenip kararlılıkla bir tavır gösterilmesi tercih değil zorunluluktur. Tehlikenin farkında değilsiniz!
‘’Siyasi Ahlak Kanunu’’
Önemli bir başlıktı. Daha öncede yinelenmişti. Özellikle günümüz siyaseti ve siyasetçileri boğazına kadar ‘’ …. ‘’ batmışken, bu kanunun çıkması için muhalefet bastırarak bu işin üstüne gitmeli.
Siyaset makamı toplumumuzda öyle bir hale geldi ki artık, ‘’Devletin malı Deniz, yemeyen keriz.’’ Lafının en çok normalleştiği günlerden geçiyoruz. Siyaset toplum için yapılır. Siyasetçi toplum için vardır. Siyaset makamı Beytul malın hakkının gasp edilip, birilerinin servetine servet kattığı bir makam olması ve de bunun normal karşılanması ‘’İhanettir.’’ Bu işinde sağı solu yoktur.
Sözün özü; Taban ve belirli bir muhalif kesim Kılıçdaroğlu ne diyecek diye saatler evvle bir beklentiye giriyorsa, kendi yorumumdur : Şu an CHP’de ki lider otoritesinde problem oluşundandır. Parti içi liyakatsizliklerdendir. Değişim diye başlayan ve muhalefeti heyecanlandıran bir dalganın, 1.parti çıkarak arşa çıkan forsunun, Beştepe’nin taraflı forsunun gölgesinde kalarak ‘’Normalleşmesidir’’.
Eğer bir yılı geçkin süredir muhalefet cılız kalıyor ve içe dönüyorsa, eski genel başkanda mahkemede yaptığı bir savunmayla tekrar muhalif unsurlarda bir heyecan yaratıyorsa da, unutmayın ; Değişim bir değişimi daha doğurur kapıya getirir…
Bu kayıkçı kavgalarının ise günün sonunda kazananı olmaz.
Söğütözün’de balkonu olan bir binada yine çatallaşmış bir ses duyarız…
Benden söylemesi…