(E) Amiral ve Yazar Türker Ertürk , X hesabında “Dış Güçlerin Türkiye Yol Haritası” başlığıyla bir açıklamada bulundu.
“İktidar Karşı Devrim hareketidir, yabancı güçler ile işbirliği yaparak iktidara gelmiş, vesayet kurabilmek, rejim değişikliği yapabilmek ve bu maksatla Türkiye’nin Anayasal denge ve kontrol mekanizmalarını patlatabilmek adına dış güçler ve bugün FETÖ olarak ifade edilen Cemaat ile birlikte milli ve Anayasal güçlere kumpas kurmuştur ve zindanlara tıkmıştır.” ifadelerimi kullanan Türker Ertürk açıklamasında şunları söyledi:
“Türkiye’de bugün birincil ihtiyaç ve gereklilik iktidar değişikliğidir ve ‘’Tek Adam’’ yönetiminin sonlandırılmasıdır. Bu değişim Türkiye için yaşamsal derecede öneme sahiptir. Bu iktidarla ekonominin düzelmesini beklemek ya safdilliktir ya da kötü niyetli olmaktır. Hukukun olmadığı, liyakatin ayaklar altına alındığı ve tasarrufun aldatmacadan ibaret olduğu bir ortamdan ekonomi konusunda doğru hamleler yapılsa bile ekonomi düzelmez
İktidarın 2028’e kadar kalması tahribatın geriye döndürülemez boyutlara ulaşması demektir. Muhalefetin Türkiye’yi felakete taşıyan, yoksulluğa mahkum eden ve emperyalist projelerin taşeronluğuna soyunan iktidara karşı halkın toplumsal öfkesini ve değişimi zorlama enerjisini sönümlendirmeye hakkı yoktur. Böyle davranış içinde olmak üst akıl projesinin parçası olmaya rıza göstermek demektir.
Karşı Devrim sürecini yönetenlere karşı yumuşama hamlesi Karşı Devrim sürecini normalleştirmek ve parçası haline gelmek anlamındadır, asla kabul edilemez.
İktidar Karşı Devrim hareketidir, yabancı güçler ile işbirliği yaparak iktidara gelmiş, vesayet kurabilmek, rejim değişikliği yapabilmek ve bu maksatla Türkiye’nin Anayasal denge ve kontrol mekanizmalarını patlatabilmek adına dış güçler ve bugün FETÖ olarak ifade edilen Cemaat ile birlikte milli ve Anayasal güçlere kumpas kurmuştur ve zindanlara tıkmıştır.
Bugün itibarıyla kökü dışarıda üst aklın Türkiye için kurguladığı yol haritası ise;
1. 2028’e kadar artık tükenmiş, manevra alanı ve hareket serbestisi kalmamış iktidarla mümkün olduğu kadar devam etmek ve ülkemizi için ölümcül olan tavizler koparmak,
2. Türkiye’nin ulusa devlet yapısını tamamen tahrip etmek, federatif yapıyı ve rejim değişikliği zorlamak için sığınmacıları yüksek doğum oranıyla birlikte kalıcı hale getirmek,
3. Aynen 2002’deki gibi ama bu sefer Atatürk ile kavga eden değil Atatürk’ü ağzından düşürmeyen ama içi boşaltılmış bir Atatürkçülükle Türkiye Cumhuriyeti’ne nihai darbeyi vurmaktır.
Bu yol haritası ve karşı devrim süreci; kendi siyasi ikbalini önceleyen kasaba politikacısı kurnazlığı, herkese şirin gözükmeye çalışan mavi boncuk siyaseti ve daha da kötüsü hedefe ulaşmak için 2002’de ve sonrasında iktidarın yaptığı gibi yabancı güçleri kaldıraç gücü olarak kullanma yanlış hesabı ile engellenemez.”