Şu günlerde hangi kanalı açarsanız açın, hangi gazeteye bakarsanız bakın ortak bir haberle karşılaşıyorsunuz.
Haberin adı: “Trafik cezaları…”
Ne mutlu ki, meclis dahil, sağ sol ayrımı olmadan tüm basın bu konuda birleşti, halkın bilinçlenmesi için çaba sarfediyor.
Özlenen tablo, sevindirici!
Aynı birliktelik umarım emekli aylığı, taban fiyat uygulaması, enflasyon, adil paylaşım gibi hayati konularda sergilenir.
TASARIYA YAPAY ZEKADAN RAKAMLARLA DESTEK
Yapay zeka, “Konu önemli; çünkü Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Bankası‘nın ortak raporlarına göre, dünya genelindeki trafik kazası kaynaklı ölümlerin yaklaşık yarısı 10 ülkede meydana gelmektedir ve Türkiye bu 10 ülke arasında yer almaktadır. Bu, trafik kazalarıyla ilgili ciddi bir sorun yaşadığımızı göstermektedir.” dedi.
Bu yüzden trafik ile ilgili yapılacak düzenlemeyi içeren taslakta öncelik trafik cezaları oldu.
Çıplak gözle bakınca çok iyi bir tespit diyorsunuz. Çünkü, ölümlü yaralanmalı kazaların %83,1’i yerleşim yeri içinde, %16,9’u ise yerleşim yeri dışında gerçekleşmekte.
Bu yüzden kırmızı ışık ihlali, aşırı hız, emniyet kemeri takmama, alkollü araç kullanımı, direksiyon başında telefon kullanımı, ambulansa yol vermeme, hatalı sollama, drift atma, trafikte edilen ölümlü ve yaralamalı kavgalar taslağın tam da kendisi.
O zaman konuya derinden bakalım.
RADAR KORKUSU
Yasa tasarı halindeyken içinde bulunduğumuz kurban bayramı da bahane edilerek uygulama piarı aşarak hayatımıza çoktan girdi.
Cezalar kesilmeye başladı. Yine basından öğrendik ki, iki saat içinde bir araca dört ceza kesilmiş.
Cezaların güzargaha yerleştirilen radarlar marifetiyle kesildiğini bilmeyen yok.
Bu haliyle trafik cezalarının caydırıcılıktan uzak, boşalan bütçeyi doldurmak için kurulmuş bir büyük tuzak olduğu toplumun genel ve ortak kanısı.
Öyle uygulamalar var ki, bir kaçını paylaşalım.
Sıradan bir güzergah. Yol olabildiğince tenha. İnsan ve araç açısından yolda bir kaç hareket ya oluşuyor ya oluşmuyor.
Sağa dönüş için pasif kavşakta ışık var. Henüz sarı ışık yanmak üzereyken geçen araca yazılan ceza miktarı tam 2.176 TL.
Uygulama mahkemede. Sonuç emsal teşkil eder mi, göreceğiz.
HIZ SINIRI
Öte yandan 50 km yola tam üç radar konuşlanmış. Hız sınırı sırayla 70, 60, 50. Hem de duble yolda. Trafik yoğun değil. Güzergahta hız sınırı için uyarı tabelası ya görünmeyecek kadar küçük ya iyice gizlenmiş veya hiç yok.
Şimdi araçlar son model. Araçlar donanımlı. Olsun hızın 77, 66, 55 olunca anında e devlete mesaj, ceza yediniz.
Bunun adı ne biliyor musunuz: “Modern soygun.”
Bayram vesilesi ile ben de epey bir yol yaptım. Yolculuğumun kahir ekseriyeti taşrada geçti.
Köy yollarında da kontroller çok sıkıydı. Adım başı radar.
İnan olsun köy yollarında bile insanların kaplumbağa hızıyla yol alıyor olması dikkatimizi çekti.
Dur kalk dur kalk canımızdan bezdik. Araçlar su kaynattı. Sinirler gerildi.
Ne de olsa vur deyince öldürmekte üstümüze yok.
ARAÇ YANGINLARI
Trafik ve güvenliği konusunda bir diğer husus ise araç yangınları.
Hemen her akşam haberlerde seyir halindeyken bir kaç aracın cayır cayır yandığını izliyoruz.
Güzel de araç neden yanar?
Ya motor arızalıdır ya yakıt kaçağı vardır ya lastikler sorunludur veya araçta piknik tüpü, benzin gibi yanıcı madde bulunmaktadır.
İyi hoş da araçlar iki yılda bir özelleştirme kapsamında tek elde toplanan istasyonlarda teknik muayeneden geçmiyor mu? Yoksa oldukça pahalı olan bu muayelerde aracın orası burası yasak savma kabininden mi inceleniyor?
Peki, yeni trafik kanununu kapsamında önerilen trafik cezaları içinde muayene istasyonlarından kaynaklı kazalar, özellikle araç yangınları hususunda neden bir yaptırım yok?
ÇEKYA ÖRNEĞİ
2016 yılında AB projesiyle ÇEKYA‘ya gitmiştim.
Nazi Almanyası’nın ünlü Terezin Kampını incelemeye giderken yolun kıyısında sağlı sollu mini heykeller, dikili taşlar, ışıklı uyarı tabelaları, platformlar üzerindeki hurda arabalar dikkatimi çekince rehbere sordum, bunlar nedir?
“Hocam”, dedi “Buralarda ölümlü ve/veya yaralamalı trafik kazaları olduğundan kaza yerine uyarı anlamında heykel, taş veya tabela yerleştirilmiş. Kazalarda hurdaya dönen arabalar yerleştirilmiş. Hem biliyor musunuz, bu ilginç uygulama sonucu trafik kazaları yüzde seksen azalmış.”
İlginç!
İlgililere duyurulur…
SAYGI
Hani ormanlık alana girerken bir tabela görürdük, severdim.
“Ormanı bekçi değil sevgi korur. ”
Slogan etkili ol(a)madı.
Meselenin eğitim meselesi olduğu anlaşılarak belki, “Kazayı ceza değil saygı önler.” sloganı üretilir, üretilen bu slogan akıbeti az önce okuduğunuz ormanla ilgili olana dönmez, çözüme katkı yapar.
Trafikte elbette saygı önemli. Geçiş üstünlüğüne, ışık kuralana, hız sınırına, yaya geçişine, telefona, emniyet kemerine riayet saygıya bağlı. Saygı ise eğitim demek.
Eğitim.
Sadece okulda mı, hayır. Ailede eğitim her şeyden daha önemli / etkili.
Akşam eve gelen babanın trafikte ihlal ettiği kuralları abartarak, övünerek, göbeğini kaşıyarak anlatması okulda yapılan eğitime zehir enfekte etmekte. Bu yüzden topyekün seferberlik etkili ve en doğru yol olmalı.
Etkili olur mu?
İnşallah!
Açıklama……. :
*Vur deyince öldürmek: Yapılması istenen bir işi aşırıya kaçarak yapmak, ölçüyü kaçırmak.
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN