Cumhuriyet gazetesi yazarı Zülâl Kalkandelen, bugün kaleme aldığı yazısında Suriye’deki gelişmeleri ve Türkiye’nin bölge politikalarını sert bir dille ele aldı. HTŞ’nin Suriye’de iktidarı ele geçirmesinin ardından Batı medyasında atılan manşetleri hatırlatan Kalkandelen, olayların yandaş medya tarafından manipüle edildiğine dikkat çekti.
“Mehter Marşıyla Fetih Algısı Yaratıldı”
Kalkandelen, geçmişte Suriye haritasındaki değişimler ve Halep Kalesi’ne Türk bayrağı asılmasıyla ilgili “Mehter marşıyla Tel Rıfat’a”, “Özgür Suriye özüne dönüyor”, “Halep aslına dönecek” gibi manşetlerin atıldığını hatırlatarak, “Bir ülkenin bayrağının başka bir ülkenin kalesine asılmasının anlamı bellidir. Bu, fetih çığlıklarıyla maskelenmiş bir yayılmacılık hayalinden başka bir şey değildir” dedi.
Yeni Osmanlıcı Hayaller ve Suriye Politikası
Kalkandelen, Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikaların Osmanlıcı yayılmacı bir anlayışın ürünü olduğunu belirterek, “Osmanlı hayalleriyle hareket eden iktidar, Suriye’deki gelişmeleri bir fetih gibi sunmaya çalışıyor. Oysa burada yaşanan, emperyal güçlerin pazarlıkları doğrultusunda şekillenen bir bölge dizaynıdır” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Trump döneminde Rusya ile yapılan pazarlıkların Suriye’deki dengeleri değiştirdiğini vurgulayan Kalkandelen, “Putin, Ukrayna savaşını kendi lehine bitirmek için Esad’a verdiği desteği geri çekti. Bunun sonucunda, ABD desteğini arkasına alan HTŞ, sadece 11 gün içinde Şam’a ulaştı” ifadelerini kullandı.
HTŞ lideri Colani’nin, önce El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi’nin başındayken, şimdi bir anda Suriye’nin yeni lideri Ahmet Hüseyin eş Şara olarak tanıtılmasına dikkat çeken Kalkandelen, ABD’nin Colani’nin başına konan 10 milyon dolarlık ödülü kaldırarak mesajını net verdiğini belirtti.
Suriye’de Neoliberalizmin Yeni Kurbanı: Halk
Yeni yönetimin adalet bakanı olarak, geçmişte kadın infazlarına imza atan “şeriat kadısı” Şadi el Veysi’yi atadığını hatırlatan Kalkandelen, bu dönüşümün uluslararası güçler tarafından hızla kabul edildiğini söyledi.
“Suriye’yi yıkmaya çalışan emperyalistler, şimdi yeniden inşa sürecinde en büyük payı almak için yarışıyor” diyen Kalkandelen, Şara’nın özelleştirmeyi destekleyen açıklamalarını hatırlatarak, “Suriye, neoliberalizmin yeni kurbanı olacak ve uluslararası sermayeye peşkeş çekilecek” dedi.
Erdoğan ve Şara’nın ‘Zafer’ Pozu
Türkiye’nin HTŞ ile ilişkisinde gelinen noktaya değinen Kalkandelen, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Şara ile görüşmelerine dikkat çekti. “Esad’ın devrilmesinden sonra Fidan, aralık ayında Şam’a giderek Şara ile görüştü, ardından Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kalın, Emevi Camisi’ni ziyaret etti” ifadelerini kullandı.
HTŞ’nin lideri Ahmet Şara’nın, Erdoğan tarafından özel tahsis edilen Cumhurbaşkanlığı uçağıyla Ankara’ya geldiğini vurgulayan Kalkandelen, “Bu uçuşun masrafı yine Türk halkının cebinden çıktı” diyerek kamu kaynaklarının kullanımı konusunda eleştiride bulundu. Hürriyet’in “Teröre Karşı Ortak Tavır” manşetini hatırlatarak, “Birleşmiş Milletler ve Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilen bir grubun lideriyle ‘teröre karşı ortak tavır’ alınması ironiktir” dedi.
Tarihi Gerçekler Nasıl Saptırılıyor?
Şara’nın Türkiye ziyareti sırasında yaptığı açıklamalara da değinen Kalkandelen, “Şara, Kurtuluş Savaşı’nda Türk ve Suriyeli kanlarının birbirine karıştığını söyleyerek tarihi gerçekleri saptırıyor. Bu söylem, Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir piyonu olan cihatçı bir teröristin Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti’ni sahiplenme çabasından başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
Zülal Kalkandelen yazısını, “Atatürk’ün yattığı Anıtkabir’de emperyalizme hizmet eden bir cihatçının yeri yoktur!” sözleriyle noktaladı.
YAZIYI OKUMAK İÇİN : CUMHURİYET