CHP yönetimi kurultayı amacından uzaklaştırıyor

CHP yönetimi kurultayı amacından uzaklaştırıyor
Yayınlama: 13.08.2023 15:00
Düzenleme: 12.08.2023 22:13
A+
A-

CHP kurultayı yaklaşıyor…
CHP genel başkanı, “beni aday gösterirlerse aday olurum, yoksa ben kendiliğimden aday olmam” diyor…
Mevcut yönetim, kurultayda bireysel değil ilkesel hareket edileceğini ifade ediyor.
CHP tüzüğünde genel başkanlık için aday olmak değil sadece ve sadece“en az % kurultay delegesi imzası ile aday gösterilmek” yöntemi benimsenmiş…
Bunu bir genel başkan bilmez olur mu…

Kılıçdaroğlu döneminde her kurultay öncesinde öyle bir organizasyon geliştiriliyor ki, kurultayda kendisinin genel başkan adaylığı için neredeyse tüm delegelerden imza toplanıyor ve başka bir kimseye adaylık olanağı ve eşit yarış ortamı da yaratılmıyor…
Bireysellik değil ilkesellik deniliyorsa, mevcut genel başkanın böyle imza organizasyonundan uzak durması, aksi halde aday gösterilirsem de yokum demesi gerekiyor…
Bunun şimdiye kadar böyle söylenmemiş olması, yine ilkeselliğin değil bireyselliğin öne çıkacağını gösteriyor…

Kurultay takvimi işliyor…
Delege seçimlerine bakılınca, gerilimlerin, olmadık olayların, siyasi etikle bağdaşmayan davranışların, hatta ölümlerin, hukuka aykırılıkların yaşandığı apaçık görülüyor.
Genel merkez tüm bunlara kayıtsız kalıyor…
Kurultaydan çıkacak sonucun bireysel değil ilkesel olması isteniliyorsa genel merkezin bir demokrasi oyunu sergilememesi, bunlara kayıtsız kalmaması gerekiyor.
Böyle bir tablodaki kurultaydan çıkacak sonucun, örgütten destek ve güvenoyu olarak sunulacağı açık…
Böyle bir duruma güvenoyu denilebilir mi…
Bu durumun, kişisel değil ilkesel hareket etmek olduğu söylenebilir mi…

Şimdi Özgür Özel gerekirse aday olabileceğini, ailesine, genel başkana danışacağını ifade ediyor…
Aday gösterilmesi tüm partililer gibi elbette onun da hakkı.
Genel başkan, aday olma derse ne yapacak…
Genel başkana danışmak, icazet mi, izin mi veya nasıl bir ilkesellik…
Peki CHP’de Kılıçdaroğlu döneminde yaşanan ve eleştirilen hangi konuda hangi siyasi veya hukuksal iradeyi ortaya koymuş ki, CHP için Türkiye için varım diyebilecek…
Bundan örnekler veya örnek verebilir mi…
Bu durum, adaylığı düşünülen herkes için söz konusu…

2010’da Anayasa değiştirilince her nedense 2012’de CHP tüzüğünde, yine 2017’de Anayasa değiştirilince her nedense 2018’de CHP tüzüğünde yapılan değişikliklerle, Anayasa yoluyla ülkede tek adamlık yaratılmış iken, bu şekilde tüzük değişikliği yoluyla daCHP’de de tek adamlık yaratılmadı mı…

Kılıçdaroğlu için kurultaylarda imza organizasyonları gerçekleştirilmesi bir yana, Kılıçdaroğlu bir yandan yargı bağımsızlığı derken, öte yandan adalet yürüyüşleri bile yaparken, partinin adeta yüksek yargı organı olan Yüksek Disiplin Kurulu’na, yargı bağımsızlığı diyen, adalet için yürüyen Kılıçdaroğlu’nun anahtar listeleri seçilmedi mi…
Bu Yüksek Disiplin Kurulu da, Kılıçdaroğlu’nun sözünden ne derece çıkabildi…

Bakıyoruz, yapılacak kurultay için CHP genel başkanı da bireysellik değil ilkesellik diyor…
Bunun için tüzüğün de değiştirileceğini söylüyor.
Bunları söylerken, şimdiye kadar bireysellik ile hareket edildiğini bunlardan vaz mı geçileceğini anlatmak istiyor…
O zaman şimdiye kadar neden tek adamlık, neden bireysellik…

Böyle bir yönetim ve anlayışa, halkın güveni bir yana, parti içinde parti örgütünün ya da parti tabanının güveni söz konusu olabilir mi…

Öne çıkan İlkesellik mi bireysellik mi…
İlke elbette ilke…
Sözle değil…
Her yönüyle partide de ülkede de…

YARSAV Kurucu Başkanı. Hukukçu
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Ercan DİVLELİ 80 öncesi Ankara il gençlik kolları başkanı dedi ki:

    Açıklamalarınız ufkumuzu açıyor. Emeğinize sağlık sayın Ertürk paşam