299 GENÇ HALA TUTUKLU!
Dile kolay,299…
Ne istedi bu gençler?
Hak istedi. Hukuk istedi. Adalet istediler… Gelecek istediler gelecek…. Gelişmiş ülkelerdeki akranları ile yarışabilecek bir ülke istediler. Eğitimde fırsat eşitliği istediler. Çocuklara dışarıda içeceği bir bardak çayı lüks görenlere karşın haklarıdır ki, bizi her daim kıskanmaktan çatlayan ‘’Avrupalı’’ akranları gibi, memleket memleket gezip keşfetmek istediler. Okulları bittikten sonra, diplomalı işsizler ordusuna bir genç daha katılmasın istediler. İş bulma kaygısıyla endişelenmemeyi, ‘’Çalışana iş çok, iş beğenmiyorlar’’ diyenlere karşın, mecburiyetten istemedikleri işlerde bir ömür tüketmemeyi istediler.
KPPS de hatırı sayılır puanlar alıp, sonrasında mülakat garabetine takılmamayı istediler.
‘’Telefonunu çıkart’’ diyen kıt akıllara karşın, lüks değil ihtiyaç demek istediler.
Okurken ailesine yük olmamak için, bir fotokopicide günde 12 saat 18 bin liraya çalışmak zorunda kalmadan, arkalarında ‘’Sosyal bir Devlet’’ görmek istediler.
Onları okutmak için takdir edilesi bir fedakarlık gösterip, dişinden tırnağından artıran aileleri artık bir nefes alsın istediler.
Kıssadan hisse çok şey istemedi bu çocuklar…
Umut istediler…
Burada gelecek yok deyip, öz vatanlarında parya hissine kapılmamayı, dönmemek üzere bavullarını toplamamayı istediler…
İşte bu çocuklar günlerdir cezaevinde. Pırıl, pırıl zeka abideleri, Türkiye’nin umudu, geleceği, yarınları… Hepimize ders vererek, ‘’Bilinç yok bu çocuklarda’’ lafımızı bizlere yediren, Z kuşağı…
Kimimizin oğlu, kimimizin kızı, komşusu, kardeşi, canı,ciğeri…
Yazıktır, günahtır, aklın almayacağı bir noktadır…
Öte yandan Mahir Polat. İBB’nin en önemli işlerinden birisi olan İBB Mirasın mihenk taşı. Memlekete yakın zamanda, yine memlekete ait olan önemli eserleri yıllar yıllar sonra tekrar kazandıran isim. Şahsen kendisini tanımam ama, hakkında çok iyi şeyler duydum. Bir örneği de sizle paylaşayım…
6 Şubat depremleri… ortalık feryat figan… Bir gazeteci İBB ye ulaşıyor, ihtiyaç listelerine hemen destek veriliyor, yardımlar tek tek adreslere ulaşıyor. Gazeteci telefonda konuştuğu kişiye defalarca teşekkür ederken, karşısındaki yetkili ‘’ Aramızda kalsın, hepsini Mahir bey ayarlıyor.’’ diyor. İşte böyle bir adam Mahir Polat. Bu anlatılanlardan sadece bir örnek. Mahir Polat bildiğiniz üzere tutuklu yargılanıyor ancak, Mahir Polat’ın çok ciddi sağlık problemleri var ve cezaevi koşullarında adeta ölüm kalım mücadelesi veriyor… Kimse yargılanamaz değildir elbette yargılanabilir ama sormak isterim… Mahir Polat, geçmişte ‘’Hizbullahçılık’’ dan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş, birkaç yıl evvelde ‘’Sağlık sorunları’’ gerekçesiyle tahliye olanlardan daha mı azılı bir suçludur tutuksuz yargılanamayacak kadar?
EL İNSAF, EL VİCDAN!
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: