İç Tasdiğe Karşı Toplum Vicdanı ; Mansur Yavaş – Melih Demirel Yazdı

Geçtiğimiz hafta yazdığım ‘’ Tek adaylı ön seçim, kartondan muhalefet’’ başlıklı yazımda CHP’nin içe döneceğini üzerine bastırarak dile getirmiştim. Görünen köy kılavuz istemez ki yanılmadım. Zaten şu an karşısına kimsenin çıkmadığı, kağıt, mürekkep, zaman israfı ve en önemlisi de toplum gerçeklerinden kopuşun Nirvana yapacağı   İmamoğlu’nu tasdik süreci başladı. Geçtiğimiz hafta AKP’den alışık olduğumuz ‘’Bende buradayım’’ görüntüleri verip, önümüzde ki döneme rezervasyon yapan ve  ellerinde ki  kağıtta, isim kısmındaki noktaların ardından kesme işaretiyle  ‘nun diye ayrılmış boşluğu, Ekrem İmamoğlu diye dolduran (Millet) vekilleri tasdik sürecini başlattı. Buradan  o kağıdı hazırlayan arkadaşa da teessüf ediyorum. ……… ‘nun  dan öncesine  Ekrem İmamoğlu’nun direk adını yazıp kıymetli milletvekillerimizi zahmetten kurtarabilirdi neyse.

 Madem içe döndük kıyıdan köşeden dolanmadan, manalara sığınmadan, kalemin hakkıyla ve toplum vicdanını esas alarak bende ‘’Demokratik’’ sürecimizi görüşlerimle  şenlendireyim. İmamoğlu aday adaylığını açıkladı hayırlı uğurlu olsun. Demokratik hakkıdır, seçilme şansıda vardır.
Peki bizlerin en mühim derdi seçimden sonrası için nedir? ‘’Parlamenter Sistem’’
Kendisi ivedi olarak dönmemiz gereken parlamenter sisteme döneceğinin vaadini kaç kez verdi? Ben bilmiyorum, bilenler aydınlatabilir. Yoksa ben daha iyi bir ‘’Tek adam’’ olurum edasıyla devam mı eder? Bunu da bilmiyorum, bu noktada da aydınlatılmaya ihtiyaç var. Eğer ki seçilirse, 2019’da çiçeği burnunda İBB başkanıyken ziyaret ettiği, önceki genel başkan sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun  sürekli ‘’ 5’li Ç….’’ Diye dile getirip, mücadele ettiği bu beşlinin bir bileşeni olan ‘’Cengiz Holding’’ i Cumhurbaşkanı unvanıyla ziyaret edecek mi?… Sanırım burada da aydınlanmaya ihtiyaç var…

Aydınlanma hususunu şimdilik kenara bırakıp toplum vicdanına dönelim. Kıymetli okurlar takdir edersiniz ki bu ülkede bir iç Anadolu gerçeği vardır. Siyasiler doğu bölgelerine yoğunlaşadursun, bu ülkede iç Anadolu’yu kazanamazsanız, seçimde kazanamazsınız. Yıllardır süre gelen AKP iktidarının kalesi de iç Anadolu gerçeğidir. Tabi ki de Diyarbakır önemlidir. Ancak Yozgat’ta nüfusundan bağımsız olarak bir sosyolojik gerçektir. Van ne kadar büyük ve önemliyse Konya’da bilhassa o kadar önemlidir.
Hakkari, Şırnak, Mardin oyları için aday mühimse, Çorum, Çankırı, Kırşehir içinde az mühim değildir.

İşte en mühim mesele ise hem İç Anadolu’ya ses, hem Güneydoğuya nefes olmaktır. Ege’de zeybek oynayıp, Karadeniz’de horona durmak, Güneyde Yörük çadırında hoş karşılanıp hemhal olmaktır en mühim mesele… Atatürk’ü sadece Ankara’ya sığdırmamaktır mesele. Koltuk ötede dursun, toplum ne diyor diye kulak kesmektir gerçeklere mesele. Bir bütün halinde ayrıştırmadan, birleştirecek olandır mesele. Mevcudunun aynısı olur mu diye gidilen yolda travmaları tetiklemekten ziyade, arzu edildiği gibi içleri rahatlatan tarafsızlığı sağlayacak olandır mesele…

Kıymetli okurlar  kendi görüşümdür,  meseleleri yüklenecek olan bugün toplum vicdanının yansıması, Mansur Yavaştır. Sayın Yavaş’a tarihi bir sorumluluk düşmekle beraber bu ayrı bir adaylık dayatması değildir. Enine boyuna ilmek ilmek işlenip, ön seçim saçmalığından vazgeçip, vicdani olarak topluma sığınılmalıdır. Unutulan, atlanılan şu ki; gayemiz Demokratik ve parlamenter sistemle yönetilen, meclisteki millet iradesi temsilcilerinin etkin olduğu  bir Türkiye ideali ise, seçilecek olan Cumhurbaşkanının parti rozetini yakasından koşulsuz  söküp, olağanüstü yetki gömleğini de tereddütsüz kenara çıkartıp koyması  elzemdir. Kıssadan hisse, tüm muhalefet bloğu olarak vicdan muhasebemizi iyi yapmamız gerekiyor… Yazımı sona erdirmeden hatırlatmak isterim ki , 101 yıllık bir çınar olan Cumhuriyet Halk Partisi doğrudur, ‘’Baba ocağı’’ dır. Ancak, kimsenin babasının özel mülkü değildir.
adındaki ‘’Halk’’ kelimesinin bütünüyle hareketi de bir başka elzem husustur, kulaklara küpe…

Demokrasiye, Hak, Hukuk ve Adalete, Çok sesliliğe, Kıştan sonra gelecek bahara inançla… Esen kalın…