İYİ Parti İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, “Eken seçim şartları hasıl olduysa, bunun kararı bugün alınır. Pazarlıkla 1 yıl sonraya tarih vermek ciddiyetsizliktir.” dedi. Recep Tayyip Erdoğan’ın, üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağına yönelik tartışmalara da değinen Kavuncu, “Muhalefet olma iddiasında olup, bu kuralı yeni anayasayla birlikte bir pazarlık unsuru haline getirirseniz orada karşınızda İYİ Parti’yi bulursunuz.” ifadesini kullandı.
Grup Başkanvekilimiz Buğra Kavuncu TBMM’de gündeme dair açıklamalarda bulunuyor. https://t.co/LyTBZOfqvv
— İYİ Parti (@iyiparti) October 10, 2024
Kadın cinayetlerinin Türkiye’de durdurulamayan ve önlenemeyen bir noktada olduğunu vurgulayan Kavuncu, “Türkiye’de şiddetin her türlüsü maalesef politik hale gelmiş durumdadır.Politikten ne kastediyoruz? Bu ülkede, ‘kadın erkek eşitliği fıtrata ters’ denmiştir. En yetkili ağızlardan ‘Kız mıdır kadın mıdır bilmem gibi’ saçma ve alakasız ifadeler kullanılmıştı. ‘Kadın herkes içinde kahkaha atmayacak, iffetli olacak’denmişti.
Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı videoda hep birlikte gördük; ‘kadın normal doğum yapsın’ teşviğiyle birçok kadını inciten bir video yayınlanmıştı. Kadın cinayetlerini zaten durduramıyorlar, kadının iş hayatında yer almasını da istemiyorlar.Yani kadınlara yönelik bilinçli bir politika izleniyor. İşte bu yüzden kadın cinayetleri politiktir.” dedi.
“İstanbul Sözleşmesi yaşatır demeye devam edeceğiz”
Kavuncu, “Toplumsal buhran da politiktir. Çünkü faiz sebep enflasyon sonuçtur yaklaşımını getirdiği çok ciddi bir buhran yaşıyoruz. Çeteleşme sorunu da politiktir. İllegal bahis ve kumar sorununun yarattığı kriz de politiktir. Bunların tamamı siyasetin, politikacıların almış olduğu yanlış kararların sonucudur. Ama kadına yönelik erkek şiddeti çok bariz bir şekilde politiktir.Biz, İstanbul Sözleşmesi yaşatır demeye devam edeceğiz.
Bunu da korkmadan, çekinmeden söyleyeceğiz.” şeklinde konuştu.
“Kapalı oturumda somut bilgi durmadık”
TBMM Genel Kurulu’nda kapalı olarak gerçekleşen İsrail oturumu üzerinden eleştirilerini sıralayan Kavuncu, “Keşke, kapalı oturum adı altında aynı teraneleri millete dinleteceklerine; yükselen işsizliği, yolsuzluğu, suç oranını, cinayetleri örtmek için dış politikayı iç politikaya malzeme edeceklerine, açık oturumlarda milletin sorunlarını konuşsak.İsrail’in Türkiye tarafından tehdit altında olduğu söyleniyor, bize anlattıkları hususlar hep bildiğimiz şeyler. Cumhurbaşkanı’nın Meclis açılışında söylemiş olduğu İsrail tehdidinin altını dolduracak somut bir bilgi duymadık.” ifadesini kullandı.
“Vatandaşın sorunlarını milletin içinde konuşalım”
“Kapalı oturum, iç politikayı tahakküm için dış politika gibi ciddi bir alanı kullanmayı beraberinde getirmiş. Bu da son derece ciddiyetsiz bir iş” değerlendirmesini yapan Kavuncu; hükümetin, İsrail’le yapılan ticaretin gerekçelerini de anlatamadığına işaret etti.
Kavuncu, “Milletin sorunlarını kapalı oturumlarla gölgelemeye bırakmak devlet ciddiyetine aykırı. Gelin vatandaşın sorunlarını konuşalım. Gelin kadın cinayetlerini, hayat pahalılığını, geçim derdini açık oturumlarda, her kürsüde, bizzat milletin içinde konuşalım. Gelin, bütün Türkiye’de yükselen suç örgütlerini, yeni nesil çeteleri konuşalım.” diye ekledi.
Erdoğan’ın çıkışına tepki: “Vebali sizin üzerinizde”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suç çetelerine kaybettiğimiz her gencimizin vebali hepimizin üzerindedir.” şeklindeki açıklamasını hatırlatan Kavuncu, “Yanlış ve kötü olan her şeyde başkalarını suçlamak veya ortak etmek artık bir karakter haline gelmiş. Bu vebal neden bizim üzerimizde olsun? 22 yıldır ülkeyi yöneten sizsiniz, sorumlu da sizsiniz.Defalarca anlattık, İstanbul’da 10-15 yaşındaki çocuklar çetelere özeniyor, 15-20 yaşındaki çocuklar hiç çekinmeden ölüyor ya da öldürülüyor.Kim tarafından? Başka çeteler tarafından.
Uyuşturucunun hem kullanımı hem satışı almış yürümüş, her yerden kara para trafiği akıyor, İstanbul’un birçok ilçesinde esnaf haraca bağlanmış, bunlara bulaşan gençlerimizin vebali hepimizin üzerinde değil.Sayın Cumhurbaşkanı vebal sizin ve iktidarınızın üzerindedir. Ancak demokratik ve kurumsal yapılarda veballe sorumluluk atılmaz.” diye ekledi.
AK Parti İstanbul milletvekillerine çağrı
AK Parti İstanbul Milletvekillerinin de olduğu bir heyetle Kağıthane’yi, Sultangazi’yi, Bahçelievler’i ve Esenyurt’u ziyaret etmek için çağrıda bulunan Kavuncu, “Esnafa gidelim ve nasıl çetelerle uğraştıklarını, nasıl haraca bağlandıklarını hep beraber dinleyelim. ‘Vebal hepimizin üzerinde’ demekle olmaz. İktidarı milletvekilleri ile bu ilçeleri ziyaret ederek, bu anlattıklarımızın bir hikaye olmadığını gösterelim.” dedi.
4 binin üzerinde kaçağın yakalanması
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, 4 binin üzerinde kaçağın yakalandığı yönündeki sosyal medya paylaşımını hatırlatan Kavunu, “Rakamın büyüklüğüne bakar mısınız? Sanki bunlar kendilerinden önceki iktidar döneminde kaçak durumuna düştüler.Yakalandılar ama ne kadar içeride kalacaklar, serbest bırakılacaklar mı; bunlarla ilgili Türkiye’nin kronikleşmiş problemleri var. Sayın Bakan iyi niyetli olabilir -ki biz çabasını görüyoruz, en azından önceki döneme göre daha ciddi bir çaba içerisinde ama iyi niyet yetmez, kararlılık ve işin ciddiyetini idrak etmiş olmak gerekir.” değerlendirmesini yaptı.
“İktidar kendi milletinden kopmuş durumda”
Kavuncu, “İşte o bahsettiğimiz vebal, İstanbul’da 2 genç kız katledilmişten Teknofest’ten paylaşım yapan, devletin en kutsal makamlarının koltuklarında oturanların üzerindedir, bizlerin üzerinde değildir.Hayatın gerçeklerinden, sokaktan kopuk bir iktidar, kendi milletinden kopmuş, bunu yaparken de milletin bizzat kendi devletinin kurumlarına olan saygısını zedeliyorlar.Sorumlu sizsiniz.” diye ekledi.
“Muhalefete yer vermeyen devletin televizyonu bahis sitelerine yer verdi”
Türkiye’de “illegal bahis ve kumar” bataklığı olduğunu dile getiren Kavuncu, “Çocuklar internetten girip kumar oynuyor.Şimdi, yakın zamanda çok tartışıldı, bu konulara girmeyeceğim ama ilginç bir nokta var. Yakın zamanda Türkiye’deki temsilcilerimizin Avrupa maçlarını izleyenler, ki devlet kanalında da izleyenler, saha kenarlarındaki sanal reklamları görmüştür.Bahis sitesi reklamları, devletin televizyonunda yer aldı.
Bunu engelleyemediler. Muhalefete yer vermeyen devletin televizyonu illegal bahis sitelerine yer verdi.Korkunç bir illegal sanal kumar bağımlılığı söz konusu.İnsanlar oturdukları yerden kumar oynuyor.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de ciddi bir ekonomik kriz var”
“Ahlâki ve ekonomik çöküşü görebiliyor musunuz? Faiz sebep enflasyon sonuçtur uygulamasının sonuçlarını görebiliyor musunuz? Akli ekonomi politikalarını terk etmenin sonucunu görebiliyor musunuz?” diye soran Kavuncu, “Türkiye’de çok ciddi bir ekonomik kriz ve bunun yarattığı sosyal buhranlar yaşanıyor.Ekonomik kriz yalnızca ekonomik verilerle gelmiyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Bugünkü hastalığımızın adı kolay yoldan para kazanma”
9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, “Enflasyon sadece pahalılık olayı değildir. Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz. Hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır.” şeklindeki açıklamasını hatırlatan Kavuncu, “Bugünkü hastalığımızın adı kolay yoldan para kazanma, daha çok para kazanma hastalığıdır.Lümpen ve vasatlaşmış yönetim anlayışının sonucudur hep bunlar. Çünkü herkes ekonomik kriz psikolojisinde yaşıyor.” ifadesini kullandı.
Kavuncu şöyle devam etti:
“Kara para akladığından şüphe duyulanlar, vergi kaçırdığı belgeli kanıtlı olanlar rahat rahat fenomenlik yapmaya devam edince, namusuyla ve şerefiyle para kazanmak gibi erdemli ve onurlu bir davranışa sahip olan bu milletin zoruna gidiyor. Rol modeller ülkenin nasıl vasat ve lümpen hale geldiğini gösteriyor. Bakıyor, kolay yoldan para kazanılıyor ve ne kadar suç olursa olsun hiçbir yaptırımı yok.Çeteye katılan çocuk uyuşturucuyla, daha lüks yaşan suç mensuplarına sosyal medyadan özenerek yaşıyor.Ortalama şartlarda yaşayan biri, ekonomik kriz psikolojisiyle daha iyi hayat kurmak için illegal kumar oynuyor.”
İYİ Parti’nin “vatandaşlık” adımı
Türkiye’de yaşanan kaçak göç ve sığınması problemine değinen Kavuncu, partisinin Milli Göç Doktrini ve geri dönüş eylem belgesi doğrultusunda Suriyelilere mülk edinme karşılığı verilen vatandaşlıkların iptali için Danıştay’a dava açtıklarını hatırlattı. Kavuncu, “Başvurumuzun özünde, saray iktidarınca, Türk milletinin içinde ikinci bir toplum oluşturma projesinin parçası olarak, vatandaşlığa geçirilen 238 bin Suriyeli’nin vatandaşlığının iptali var. Ayrıca, Türk vatandaşlığının namusunu ve itibarını korumak maksadıyla, para karşılığında yabancılara dağıtılmış 100 binlerce Türk vatandaşlığının iptali için de benzeri bir hukuki süreci başlatmış durumdayız.” dedi.
İYİ Parti’nin kapalı nüfus sayımı çağrısı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, 729 bin Suriyeli sığınmacının “adresinde bulunmadığı” yönündeki açıklamasını hatırlatan Kavuncu, “Resmi veriler çerçevesinde, Sayın Yerlikaya’nın haberinin olmadığı Suriyeliler zaten bu hesapta yok.Biz de şunu öneriyoruz, gelin bu meseleyi çözeceksek bir yerden başlayalım.En başta ülkemizde kaç tane sığınmacı olduğunu öğrenelim, İçişleri Bakanı ve iktidar temsilcileri de bu sayıyı bilmiyor, onlar da öğrensinler.Bunun için de kapalı nüfus sayımı uygulamasını gerçekleştirelim ve gerçekler ortaya çıksın diyoruz.Bu kadar kaçak ve suçlunun dışarıda elini kolunu sallaya sallaya gezdiği bir memlekette kapalı yani sokağa çıkma yasaklı nüfus sayımı makul bir başlangıçtır. Fakat asıl mücadelemiz, buradaki verilerde gerçekler ortaya çıkınca başlayacak.” ifadesini kullandı.
“Hak arama mücadelesi sektörlere dağılmış durumda”
Türkiye’de adalet mekanizmasının işlevini kaybettiğini vurgulayan Kavuncu, “Ceza sistemimizdeki hafifletici sebepler, iyi hal indirimleri, yetersiz denetimler, suça davetiye çıkarıyor. Suç işleyenler, her seferinde daha da cesaretleniyor.Buradan açık konuşmakta da bir beis görmüyorum.Türkiye’de hak arama mücadelesi maalesef sektörlere dağılmış durumda, her alanın bir temsilcisi var ve farklı farklı talepler yağıyor.Ve popülizm burada devreye giriyor, oy kaygısı ve popülarite, rasyonel tercihlerin önüne geçiyor. Nerede görüyoruz bunu, en başta af meselesinde.” diye konuştu.
“Kara parayla beraber, bu ülkeye kara adamlar da geldi”
2020 yılınımMart ayında gündeme gelen, İnfaz Kanunu’nda değişiklikler yapacak teklifte yer alan düzenlemeye işaret eden Kavuncu, “Bu düzenleme, mafya suçlarında infaz indirimi yapıyor, aynı zamanda bu suçların cezasını artırıyor. Bu sayede o tarihe kadarki mafya hükümlüleri serbest kalıyor.Şimdi, sokaklarda çeteler neden var, kara para nasıl var, bunları konuşalım. Ekonomik problemlerle beraber yurtdışından para getirilmesinin önü açıldı. Vergi afları yapıldı. Bu ülkeye, yurtdışından milyarlarca dolar para geldi. Kimin parası, neyin parası kimse bilmiyor. Gelen paraların büyük çoğunluğu kara para. Sırbistan mafyası, Arnavutluk mafyası yakalandı deniyor ya; kara parayla beraber kara adamlar da geldi bu ülkeye. Bizim çocuklarımızı kirli emellerine alet edecek hale getirdiler. O yüzden politiktir ve siyasidir diyoruz. Almış olduğunuz yanlış ekonomik kararlar, tüm bu problemlerin temelini teşkil ediyor.” şeklinde konuştu.
“Vatandaşla hukuk arasında vebal olmaz”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için “Tüm bu problemlerin ana sorumlusu” değerlendirmesini yapan Kavuncu, “Cumhurbaşkanı’nın söylediklerine aldanmayın.
Modern demokratik devletlerde vatandaşla hukuk arasında vebal olmaz.Hukuk olur, yasa olur.Sokakta sıradan bir vatandaşımızın, bütün bu uygulamalara karşı çıkan bizlerin üzerine bir vebali yok.Vebal, daha dün gibi olan 15 Temmuz’da bu ülkenin evlatları tankların altında can verirken, çıkıp “Daha önce göremedik, kandırıldık, Rabbim de milletim de bizi affetsin” diyenlerin üzerindedir. Bu sistemin üzerindedir vebal”
Erken seçim tartışmaları
Genel BaşkanMüsavat Dervişoğlu’nun, “Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi yani saray oligarşisi, AK Parti’yi AK Parti olmaktan, Tayyip Erdoğan’ı da Tayyip Erdoğan olmaktan çıkarmıştır.” şeklindeki açıklamasını hatırlatan Kavuncu, “Daha da önemlisi, buranın altını özellikle çiziyorum, Erdoğan’ı Erdoğan olmaktan çıkaran bu sistemin bir çıkışı var, 2 dönem kuralı.Siz muhalefet olma iddiasında olup, bu kuralı yeni anayasayla birlikte bir pazarlık unsuru haline getirirseniz orada karşınızda İYİ Parti’yi bulursunuz. 2 dönem kuralının bir mantığı ve ruhu vardır. Bu da popülist politikaların ve karar alma süreçlerinin önüne geçmektir. Bir başkan 2 dönem ile sınırlı olduğunu bilirse, 3. dönemle ilgili bir iddia ortaya koymayacağı için popülist politikalar peşinde koşmaz, ülkenin geleceği adına sağlıklı kararlar alma peşinde koşar. 2 dönem kurularının mantığı budur. Erken seçimin mantığı ise şudur; ülke artık yönetilemeyecek hale gelmiştir. Bu karar da iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin oyları ile alınır. Ancak siz bunu ‘Kasım 2025’te olursa evet deriz’ gibi bu kanunların ruhunu iğfal edecek hale getirirseniz, bunun sorumluluğunu siz de taşırsınız. Eken seçim şartları hasıl olduysa, bunun kararı bugün alınır. Pazarlıkla 1 yıl sonraya tarih vermek ciddiyetsizliktir. Genel Başkanımız da ifade etti, yine ifade ediyoruz, ‘Erdoğan nasıl bir daha aday olur, bir beş yıl daha onu nasıl cumhurbaşkanı yaparız, nasıl bir seçim daha kazanır gibi sorulara cevap arayan bir tartışmada, tartışmanın adı Anayasa tartışması bile olsa, biz yokuz.’ Düne kadar parlamenter demokratik sistemin faziletlerini anlatıp, bugün erken seçimle Anayasayı, mevcut sistemi pazarlığa konu etmek bu ülkenin geleceğine ihanettir.” diye ekledi.