Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılan yeni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, mülkiyet tartışmalarıyla gündeme geldi. Kıbrıslı gazeteci Cenk Mutluyakalı, Yeni Düzen gazetesindeki köşesinde “Külliye’nin Tapusu Kimin?” başlıklı yazısıyla açılışı yapılan dev yapının tapusal gerçekliğini sorgulayan çarpıcı iddiaları gündeme taşıdı.
Mutluyakalı’ya göre, açılış törenlerinde “mülkiyet” konusuna dair tek bir cümle kurulmadı. Haritalar, koçanlar ve yıllanmış kayıtlar incelendiğinde karşılarına 639 bin metrekarelik bir mülkiyet karmaşası çıkıyor.
Mutluyakalı’ya göre arazinin önemli bir bölümü, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı bir Ermeni aileye ait. Aile, yurt dışında yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti veya KKTC makamlarının bu toprakları satın almak için girişimde bulunduğu, ancak uzlaşma sağlanamadığı iddia ediliyor. Öte yandan 9 dönüm 2 evlek arazi ise 1973’te satın alan bir Kıbrıslı Türk’ün özel mülkiyeti olarak kayıtlarda yer alıyor. Kısa süre sonra bu arazi askeri bölge ilan edilmiş ve külliye inşaatı öncesinde istimlak edilmiş. Şu anda dava konusu.
İnşa edilen yapının karşısında kalan “Millet Bahçesi” alanı, parkı, camisi ve yürüyüş yolları da dahil olmak üzere, Kıbrıslı Rumlara ait topraklar üzerinde bulunuyor. Mutluyakalı bu noktada açık bir soru yöneltiyor:
“Oralar kime ait? Kimse bilmiyor. Taşınmaz Mal Komisyonu bu konuda bir açıklama yapar mı? Sanmıyorum.”
Yazının en çarpıcı kısmı, mülkiyet belirsizliğiyle diplomatik izolasyonun iç içe geçtiği şu tespitle şekilleniyor:
“Toprağı tanımazsan, çözüm istemezsen, diplomasiyi reddedip fetih zihniyetiyle davranırsan… Geriye ne kalır? Bir gün biri çıkar ve der ki: ‘Senin o devlet dediğin yerin toprağı benimdir!’ Ve sen ‘yalan’ bile diyemezsin.”
Cenk Mutluyakalı, ilhakçı, ayrılıkçı siyasi zihniyetin değişmediği sürece hem uluslararası alanda hem de Ada içinde mülkiyet kaynaklı büyük krizlerin kaçınılmaz olacağını savunuyor. Yazısını ise şu sert cümleyle sonlandırıyor:
“İster misiniz, caminin toprağı kilise malı çıksın bir de!”
YAZININ TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN