MEB ne, MEB kim? – Yusuf İpekli Yazdı

MEB ne, MEB kim? – Yusuf İpekli Yazdı
Yayınlama: 28.08.2024 21:49
A+
A-

Bugün izledim.

Neyi?

Lafı dolandırmadan başlayalım.

Peki…

Gazeteci soruyor.

Maddenin üç hali nedir?

Muhatap(lar)dan cevap…

Madde de ne ki?

Gazeteci devam ediyor. Hani ilkokulda öğretilen madde…

Muhatap şaşkın.

Cevap hazır gibi ama, galiba korku hakim.

Madde.

Hap mı? Belki…

Esrar… Nasıl?

Başka… Yasaklı şey…

Olabilir mi…?

Olabilir de, olmayabilir de…  Peki, sonuç!

Dikkatle izlediğim sokak röportajının muhatapları genellikle otuz yaşın altı.

İlginç mi?

Neden?

Cevap verenler hayatlarında din üzerinden sömürü nedeniyle başka iktidar gör(e)mediler de ondan…

Madde…

Onlar için belli, görünmeyen her şey…

Benim için akıl ve bilim…

Onlar için tanımsız.

Oysa benim için farklı.

Oysa örneğin benim için maddenin adı “Elma…”

Önce Amasya elması. Sonra Isparta, Niğde, Karaman’da yetişen sarı, kırmızı, yeşil  meyve. Misket elması. Söğüt elması.

Yazlık elma, kışlık elma, kepek elması. Ekşi elma, tatlı elma, sulu elma…

Elma üretiminde dünya ikincisiyiz ama dünyanın farklı ülkelerinden elma satın alıyoruz.

Neden?

Ben emekli bir öğretmenim. Bilmem. Onu gidip ülkeyi yirmi iki yıldır pervasız yöneten mevcut hükümete, pardon tek(nik) adama sormak lazım.

Ama merakım şu: “Bizim halk olarak ağır vasıta ehliyetimiz var da, otobüsü kullanan kaptanın var mı, yok mu? Biliyorum yok. Belli ki sen de benim gibi bilenler arasındasın. Öyleyse hızla şarampole yuvarlanma sebebimiz besbelli.”

Benimki de soru işte…

Neden?

Örneğin rektör olarak atanarak ilk ellide yer alan üniversiteyi teslim aldıktan dört yıl sonra  yüzüncü sıraya indiren profesör aynı üniversiteye yeniden rektör olarak atanıyorsa soru saçma değilse nedir?

Haklısın…

Peki bütün bunların nedeni kişi(ler) mi, kurum(lar) mı, süreç mi?

Hiç biri değil?

Tamam tamam…

Ya, MEB…?

Hani, şu meşhur sokak röportajındayız ya…

Bu sefer ben sorayım istedim: “MEB nedir?”

Yanıtlar geldi, irkildim.

1. Meltem’in etek boyu

2. Müslümanın elif besi

3. Metin’in esas bakışı

4. Memleketin etkili bürokratı

5. Maske, erotizm, bencillik

6. Moda, ekstra, borç

7. Milli, engelli, boksör

8. Malatya, Elazığ, Bursa

9. Mahir’in eski buzdolabı

10. Mülakatta elenen Burhan…

İyi mi?

Sadece iyi olsa iyi de…

Mesele farklı.

Örnek…

Çocuk engelli…

Teşhisi tam.

Sağlık raporu diyor ki, zihinsel sorunu var. Üstelik öğrenme güçlüğü mevcut.

RAM eğitsel tanıyı koyuyor.

Eğitime ihtiyaç var mı?

Elbette, hem de okuma yazma alanında…

Kazanım belli. Tanıtılan sesi ayırt eder.

İyi de eğitsel tanı gelince şaşıyorsunuz…

Neden?

Bu raporun sahibi lise mezunu.

Üstelik YKS adayı.

Üstelik ekpss adayı.

Soruyorum, ne sordular?

MEB nedir?

Cevap verdim diyor çocuk…

Melike, Engin, Burak…

İyi de bunlar kim?

Melike ben, Engin üvey kardeşim, Burak ise eski sevgilim…

Ey MEB sen de benim eski sevgilimsin.

Hani Atatürk döneminin reformist Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in bakanlığı sırasında kıymetimin bilindiği, değer gördüğüm, adıma banka kurulduğu dönem var ya, o dönemdeki sevgilim…

Şimdi soruyorum: “MEB ne, MEB kim…?”

Haklısın birinci MEB, milletin engin bakışı; ikinci MEB, millete engin bakışın…

Haklı mı?

Ben ne bileyim, git onu gücün varsa patronuna sor, seni beni yirmi iki yıldır yöneten patro(nu)na….

Sordum. Dedi ki, on iki yıl zorunlu, üzerine dört yıl fakülte okut ki, çoban Afgan, ahırı temizleyen Suriyeli olmasın…

Neden dedim?

Aklın ermez dedin. Halk korktu, halk sustu…

Sonra o halk aldı kazma küreği kendi eline kendi mezarını kendi kazdı.

Dedim ki ben de düşünme, kimseyi suçlama azizim, onlar kendi kaderini hem de sağdan sola doğru kendi yazdı…

İyi mi?

  • YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

1964 yılında Ankara İli Kalecik İlçesinde doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğu. 1985 yılında mesleğe ilkokul öğretmeni olarak başladı. Türkçe öğretmeni oldu. 20 yıl okul müdürlüğü yaptı. 35 yıl emek verdikten sonra emekli oldu. Özel eğitim alanında 3 yıl müdür olarak özel sektörde çalıştı. Halen özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyor. Makale, inceleme ve araştırmaları Öğretmen Dünyası, ABECE, Eğitim Yaşam, Çağdaş Eğitim dergilerinde yayımlandı. Kalecik Gazetesinde 10 yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen HANHANA isimli kültür ve sanat dergisinin editörüdür. Şiirlerini, 1. Çığlığa çağrı 2. Sensiz akşamların yorgun geceleri 3. Gökyüzüne kafa tutan sağanak; AB projesiyle gittiği Avrupa izlenimlerini, "Okulumuz Avrupa" da isimiyle kitaplaştırdı. Basıma hazır kitap taslakları mevcut. Evli, 2 çocuğu, 3 torunu var.
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.