Özkaya, konuşmasında Gazze ve dünya genelindeki insan hakları ihlalleri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Şunları söyledi:
“Gazze başta olmak üzere dünya genelinde yaşanan zulümler, insan hak ve özgürlüklerine yönelik ihlaller, çocuklar ve kadınlar dahil olmak üzere mağdur insanlara yapılan insanlık dışı muamelelere gözlerimizi ve vicdanlarımızı kapatmamalıyız. Bu tür zulümlere karşı ırk, din, dil ya da renk ayrımı gözetmeden cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu, insan olmanın doğal bir sonucudur ve yaşamsal bir vicdani borçtur.
Zalimlere destek olanlar, güçlerine güvenerek adaleti hiçe sayanlar ve bebekler, çocuklar ve kadınlara zulmedenler, yaptıkları zulümlerin yanlarına kalacağını düşünmemelidirler. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları korkuyla donup kalacağınız bir güne erteliyor.” şeklinde buzulüm uyarısı yapılmaktadır. Zulmün karşılıksız kalmayacağına olan inancımızla, “zulm ile abad olanın ahiri berbad olacaktır” ifadesini hatırlatıyorum.
Sonuç olarak, insanlığın ortak geleceği ve sürekli barış için etik değerlere ve adalete dönüş ile yeryüzünde adaletin sağlanması gerektiğinin altını çiziyorum.”
Gazeteci yazar ,Hayvan Özgürlüğü Aktivisti Zülâl Kalkandelen Cumhuriyet gazetesinde bugün yayınlanan “AYM başkanının konuşması laikliğe darbedir” başlıklı yazısında AYM Başkanı Kadir Özkaya’ya sert eleştiriler getirdi.
Kalkandelen yazının ilgili bölümünde şunları söyledi:
“AYM başkanının o bölümlerdeki konuşmasını, kime ait olduğunu söylemeden, farklı dillere çevirip dünyadaki hangi hukuk otoritesine okutsanız “İslam devletlerinden birinde yapılmış bir din adamı konuşması” olduğunu düşünür.
Öyleyse soralım: Anayasasında laik bir devlet olduğu yazan Türkiye, İslam devleti mi oldu? Yoksa AYM, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevlerini mi üstlendi?
Bu soruları sormamızın nedeni açık. Görevi, kanunların, cumhurbaşkanı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğünün anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetlemek olan en yüksek yargı organının başkanı, daha yemin ederken anayasanın 2. maddesindeki laik devlet ilkesini çiğnemiştir. Bu sıradan bir olay değildir. 2021’de Yargıtay’daki dualı adli yıl açılışı kadar laikliği yıkıcı bir harekettir.”
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: