Sadık abi; kim(e) sadık kalacaksın? | Yusuf İpekli Yazdı

Sadık abi; kim(e) sadık kalacaksın? | Yusuf İpekli Yazdı
Yayınlama: 17.12.2023 15:24
A+
A-

Bugün Sadık abi haberleri süsledi gazeteleri, internet sitelerini. Vallahi billahi sosyal medyayı salladı şu bizim Sadık abi. Üstelik çoktan tartışma programlarının bir numaralı kahramanı oldu.

Helal olsun!

Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “ESKİMİŞTİR” notuyla, “1) Aslına uygun, gerçek, doğru. 2) Dostluğu ve bağlılığı içten olan, birine ya da bir şeye içtenlikle bağlı bulunan.” olarak tanımlanan Sadık (abi) acaba hangi tanımın içinde kendine yer bulacak? Aslına uygun, gerçek, doğru yerde mi kalacak? Bir şeye içtenlikle bağlı olacaksa, bu kime veya neye olacak?”

Aslına uygun, gerçek, doğru ise pek bir sorun yok. Eğer birine, bir şeye içtenlikle bağlı kalacaksa…?

Yani, tarafı geldiği, gördüğü yer mi, yoksa…

Anladım “Sadık abi kim?” dediniz.

Ahanda söyleyeyim, sizin gibi ben de tanımıyorum.

Ancak o, İstanbul’daki bir sitenin görevlisi. Yani bilinen unvanıyla kapıcı.

Peki hangi sitenin görevlisi?

Sır değil canım, olay gün gibi ortada. Bizim Sadık abi, yine bizim Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankamızın Sayın Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın oturduğu sitenin görevlisi.

Sadık abi gariban, Hafize Gaye Erkan anasının yanında oturmak zorunda kaldığı için daha gariban.

Her neyse, başkan diyor ki, “Ev kiraları çok pahalı olduğu için annemizin yanına taşındık. Ara sıra buranın görevlisi Sadık abi ile karşılaşıyoruz. Ben diyorum ki, piyasa ucuzlamaya başladı. Sadık abi diyor ki, aksine fiyatlar uçuyor, uçuyor. İnanmazsan soğanın fiyatına bak.”

Hayda!

Bugün yirmi, yirmi beş kişinin olduğu bir mekâna uğradım. Söz döndü dolaştı Sadık abiye geldi.

Kimi dedi ki, Sadık abi meşhur oldu.

Kimi, Sadık abi köşe olur, diyerek girdi lafa.

Dalgacı öyle bir söz söyledi ki, dudaklarımız uçukladı. “Bakın görün, yarın bir gün Sadık abi bir villaya geçer, çil çil doları, avroyu sayar üçer beşer…”

Biri, Hafize Gaye Erkan, Sadık abiyi danışman yapar deyip gülerken, yo yo dedi arkasından çoğ eyi TÜİK Başkanı olur.

Öteki, “Kesin işsiz kalır, çünkü birilerinin gerçeklerle yüzleşmeye yüzü yok!” yargısına vardı.

Televizyondaki ise tartışmaya son noktayı şöyle koydu. “Sadık abi doğru ol, gerçeklere bağlı kal, aslını inkar etme. Çünkü, senin de, benim de, Hafize Gaye Erkan’ın da kaderi senin elinde. Gözünü seveyim geri adım atma. Olur da dersen ki, soğan ucuzladı, yandı gülüm keten helva…”

Gaipten bir ses geldi o ara: “Korkmayın korkmayın, Sadık abi iyi adamdır. Aslına sadık kalır. Pire için yorgan yakmaz da galiba küçük bir sorun var. Daha doğrusu el yakıyor bakkal, market, manav, kira… Çok pahalı ekmek, peynir, gaz, tuz; cüzdanlar bomboş, yürekler soğuk, yürekler buz mu buz.”

Yani, yanisi şu ki artık sayın başkan dahil hiç kimse inanmıyor hayatın kolaylaşacağına.

Ancak, söylemde biri reel, diğeri subliminal iki mesaj var.

Reel olan: “Hayat pahalı değil çok pahalı. Fakat, ben halkım. Halktan birisiyim. Sizi anlıyorum, ama elden bir şey gelmiyor.”

Subliminal olan: “Gideceğim de yol yokuş, yol mayın dolu, yol yoksul. Belki 24.01 de yolum açılır, gözlerimden tebessümler saçılır. Ben de daha ucuz olan Manhattan’a geri giderim, oh be diye diye rahat ederim.”

Olur mu?

Kasaptaki ete soğan soyamam, şu soruya yanıt almadan nokta, filan koyamam: “Sadık abi; hey Sadık abi! Söyle bakalım kim(e), neye, niye sadık kalacaksın?”

Hoca, hoca bak ne diyor koca Yunus: “Olsun be aldırma Yaradan yardır / Sanma ki zalimin ettiği kârdır / Mazlumun ahı indirir şâhı / Her şeyin bir vakti vardır.”

Ben de diyorum ki, “Unutma ve Sadık abi, Çanağına ne doğrarsan kaşığına o çıkar.”

1964 yılında Ankara İli Kalecik İlçesinde doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğu. 1985 yılında mesleğe ilkokul öğretmeni olarak başladı. Türkçe öğretmeni oldu. 20 yıl okul müdürlüğü yaptı. 35 yıl emek verdikten sonra emekli oldu. Özel eğitim alanında 3 yıl müdür olarak özel sektörde çalıştı. Halen özel eğitim öğretmeni olarak görev yapıyor. Makale, inceleme ve araştırmaları Öğretmen Dünyası, ABECE, Eğitim Yaşam, Çağdaş Eğitim dergilerinde yayımlandı. Kalecik Gazetesinde 10 yıl köşe yazarlığı yaptı. Halen HANHANA isimli kültür ve sanat dergisinin editörüdür. Şiirlerini, 1. Çığlığa çağrı 2. Sensiz akşamların yorgun geceleri 3. Gökyüzüne kafa tutan sağanak; AB projesiyle gittiği Avrupa izlenimlerini, "Okulumuz Avrupa" da isimiyle kitaplaştırdı. Basıma hazır kitap taslakları mevcut. Evli, 2 çocuğu, 3 torunu var.