Türk Milleti bir bulanık suda yolunu arıyor | Cem Ayaz Yazdı

Türk Milleti bir bulanık suda yolunu arıyor | Cem Ayaz Yazdı
Yayınlama: 29.04.2023 17:10
A+
A-

Yurdu, yurttaşı herkes bir köşesinden çekiştirip duruyor.

Siyasal İslamcılar var.
Cumhuriyet değerleri ile ilk günden kanlı bıçaklı.  Bugün, cumhurun egemenliği ellerinde. Astığı astık, kestiği kestik. Tek adam demokrasisi.

Ol deyince oluyor.
Yasa masa hak getire.
Hedeflerine doğru koşar adım ilerliyorlar. Kafalarındaki şeriat devletini adım adım hayata geçiriyorlar.
Halifelik, hilafet.
Sözüm ona İslam ülkelerini bir araya getirip, hükümdarlık kuracaklar.

BOP’un eşbaşkanına verdiği görev bu olsa gerek. Kendi ağızlarından çıkan sözle “Bu görevi yerine getiriyoruz” demişlerdi, hatırlatalım.
Bir görevleri var.

Her fırsatta ama her fırsatta, kağıt üzerinde de olsa, Anayasasında yazılı “laik, sosyal ve bir hukuk devletidir”maddesini ayakları altına alıyorlar.

İnanç tek malzemeleri.
Çok kullanışlı bakıldığında.
Ettiği duanın kendi dilinde anlamını dahi şöyle böyle bilen ya da bi haber yığınları yönetmek, yönlendirmek için, çok kullanışlı bir araç.

Hakikatten de camilerin miğfer, minareleri süngü olduğu dönem.
Bu miğfer ve süngü ne için peki?
Atatürk Cumhuriyeti için direnenlere bir gönderme. Atatürk’ün bizlere emanet ettiği özgür ve çağdaş Türkiye için bir niyet beyanı.

Siyasal İslam taammüden Cumhuriyete kastediyor.

Etnik bölücülük kravatlıydı, şimdilerde bir de yeşil işçi tuluma bürünmüş, soldan soldan yürüyor.
Evveliyatı çok eski.
Altını kazıyın, İngilizi, Amerikalıyı, Avrupayı göreceksiniz.
Taşnak Hınçak cemiyetini göreceksiniz.

Halklar diyor ve ulus kimlikten nefret ediyor.
Güç kimin yanındaysa ona göre pozisyon alıyor.
Bazen siyasal İslamcıyla secdeye bazen de Altıok’un sütre gerisine çekiliyor.
Yasal zırhı var, o zırhın altında her naneyi yiyiyor.
Adına da demokrasi dedirtiyor.

Natocular ve Avrasyacılar.
Nato ne zamandır çok sorgulanır oldu. Öncelerinde de tabi.
Nato demek ABD demek aslında.
Bu muhasebede, Türkiye ABD ilşkilerine,  yani 1946 yılına kadar geri gitmek gerek. Bağımsızlık aşkı ile kurulan genç Cumhuriyete ilk prangalar.
İlk teslimiyet ve ilk vazgeçiş.

Siyasal islamcıların o gün bugündür kıblesi ve yol arkadaşı. Türk ulus devleti ve Atatürk’ün Türk milleti anlayışına karşıtlıkta ayrılmaz birer dava arkadaşı.

Avrasyacılar.
“Yüzümüzü doğuya dönelim. Rusya, Çin, İran”. Emperyalist batı, dost ve müttefik doğu. Bu bakış açısına göre,  tabi onlar emperyal değil.

Bu kesim, halkın mutluluğu ve refahını bu işbirliğinde görüyor. Tam bağımsızlığın yolu oradan geçiyor onlara göre.
Cumhuriyet ve Atatürk Türkiyesinde eksen savrulmaları. Bir oraya, bir buraya çekiştirenler.

Halk mı?
Sen ve ben yani.
Bulanık suda yolunu arayan balık.
Oyunlar hiç bitmiyor.
Oyuncular dur durak bilmiyor.
Cepheler açık, siperler kazılı.
Kurguya gelen geliyor, tuzağa düşen düşüyor, oltaya gelen takılı kalıyor.

Dikkat!
Siyasal İslam.
Natocular.
Avrasyacılar.
Sol etnik bölücülük
Mahşerin 4 atlısı.
Memleket ve millet her bir paçasından aşağıya çekiliyor.
Gırtlağına çökülüyor.

Oysa Türk devrimi, oysa Cumhuriyet değerleri, oysa Mustafa Kemal’in açtığı yol ve gösterdiği hedef bu toprağın havasına, suyuna, insanı kat ve kat yetiyor.
Kat ve kat yetiyor.

Türk milleti bir bulanık suda yolunu arıyor…

Atatürk ile kalın.
Selam ile…