CEZBE;bir inanışın,ya da bir duygunun verdiği coşku ile,kendini yitirme,kendinden geçme anlamındadır. Cezbe Allah’ın kulunu kendine çekmesi,kulun Allah’a kavuşmasıdır.Cezbe iki türlü olur,birincisi Hafi(Gizli) Cezbe,yani kulun Hakk’ı sevmesi,ikincisi Celi(Açık) Cezbe,yani Hakk’ın kulu sevmesidir. Cezbeye tutulanlara da MECZUP denir.Meczup kelimesinin sözlük anlamı,bir yerin,ya da bir kimsenin etkisi altında kalıp,O’na doğru çekilen veya karşı cinsin cazibesine kapılan kişidir.Günümüzde aşk anlamında kullanılan bu sözcük,Meczup ile eş anlamlıdır.Birde Meclup sözcüğü vardır ki,Arapça ve Farsça konuşulan Ülkelerde çok yaygın kullanılır.Gönlünde İlahi Aşktan başka bir şeye yer olmayan,Allah Aşkı ve Ahiret özlemi ile yanıp tutuştuğu için sürekli Vecd halindedir.Yani Spiritüalist sözlüklerde,Ruh ve Beden ilişkisinin belirli ölçüde gevşediği,dış Dünya ile bağların kesildiği özel bir hal Vecd halidir.Vecd halinde olan kişilere de,Meczup denir.Meczuplar,dünya nimetlerine hiç önem vermezler.Ünlü Halk Masallarında anlatılan Mecnun,Ferhat ve Kerem birer Meczuptur.Biri Leyla için çöllere düşer,diğeri dağları deler.Sevgilisi için her şeyi göze alan,dünya yaşamından çok,Ahiret için yaşayan Dervişlere de,Meczup veya Şeyda denir.Cazibe ise,Al Beni, Alım,Alımlılık,Çekicilik anlamı taşır.Cazibe sözcüğü Arapçadan Türkçeye girmiştir.Türk Dil kurumuna göre Cazibe,Çekim ya da,Çekicilik anlamına gelir. Cazibe kişilerin dikkat ve ilgiyi üzerlerine çekmesi anlamını taşır.Fizik Biliminde ise,cisimlerin,başka cisimleri kendine doğru çekmesi olarak ifade edilir.Tasavvufta manevi Cazibe merkezi;Hakk dostları, iman ehli olup,yetenekli kimseler için mıknatıs gibi Cazibe merkezi olurlar.Hakk dostları toplumun bütün kesimlerinde Şefkat ve Muhabbet kucağıdır.Zira onları da,Allah sevdirir.Mevlana Mesnevi’de,”Allah’ın Nurunu ister Allah’tan al,ister Kamil İnsandan,! Aşk şarabını,ister küpten iç, ister testiden.” Bir mumdan yakılan mumu gören,gerçekten de asıl mumu görmüş olur.Böylece,O Mum ışığı yüz muma nakledilirse, O mumdan yüzlerce mum yakılsa,sonuncu mum aydınlığını gören bile,ilk mumu görmüş olur.İstersen aradığın Hidayet ve Aşk Nurunu,son mumdan al,istersen bizzat O’dan,istersen Can mumundan al,aralarında hiçbir fark yoktur.” Allah ile aralarındaki nefsani engelleri yok etmeye çalışan Hakk dostları,Hazret-i Peygamber ve O’nun Ashabı yani görmeyenleri için,tabi olunacak gerçek ve somut örneklerdir.
Tasavvufta Cezbe ise,Allah’ın kula ihsanı yani bağışı olduğundan,kulun elinde değildir.Cezbe Allah’ın sevdiği kulunun kalbinden perdeyi kaldırıp,çalışma ve gayreti olmadan,Yakin nuru yani kesin doğru nuru ile kolayca manevi makamlara yükselmesidir.Böyle bir Cezbe,kulda yön ve ibadet arzusu doğurarak,bela ve musibetlere sabretme gücü kazandırır.Kul Ruhi Cazibe ile Hakikatin kaynağına ulaşır.Allah’ın dışında,her şeyi unutarak kendinden geçer.Kulluğundan da,habersiz hale gelir.Yani, Vecd İlahi Aşk halini yaşar. Ulu Önder Atatürk’ün nesilden nesile,yol gösteren,ders alınması gereken daima önem ve cazibe arz eden sözlerine gelince:
.Ey kahraman Türk Kadını,sen yerde sürünmeye değil,omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.
.Eğer bir gün benim sözlerim Bilimle ters düşerse, Bilimi Seçiniz.
.Gelecek gençlerin,gençler ise,öğretmenlerin eseridir.
.Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
.Hayatı ve özgürlüğü için,ölümü göze alan Millet,asla yenilmez.
.Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır.Samimi ve meşru olmak şartıyla her düşünceye hürmet ederiz.
.Bir Ulusun Asker Ordusu ne kadar güçlü olursa olsun,Bilim Ordusuna sahip değilse,savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır.
.Dünyada her şey için,medeniyet için,hayat için,başarı için en hakiki mürşit İlimdir,Fendir.
.Korku üzerine egemenlik kurulmaz.Zorbalığa dayanan egemenlik,sürekli olamaz.Böyle bir egemenlik ve hatta Diktatörlük,ancak Darbe ortamında geçici bir zaman için uygulanabilir.
.Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır.Alelade Politikacılıkla Milleti parçalamak ihanettir.
.1936 yılında Atatürk,Eskişehir Tayyare Alayında ne söylemiş.? ”Bir gün insanoğlu Tayyaresiz de, göklerde yürüyecek,gezegenlere gidecek,belkide Ay’dan bize mesajlar yollayacaktır.Bu mucizenin gerçekleşmesi için 2000 yılını beklemeye hacet kalmayacaktır.Gelişen teknoloji şimdiden bize bunu müjdeliyor.Bize düşen görev ise,Batı’dan bu konuda fazla geri kalmamayı gerçekleştirmektir.
Atam gerçekten ermiş,Işıklar içinde yatsın.!
Allah bizleri Akıl ve Bilimden Yoksun bırakmasın.!