İsrail bu sabaha karşı İran’a tekrar saldırıda bulundu. İran saldırı sonrası, Birleşmiş Milletler (BM) Anlaşması 51. Maddesi’ne dayanarak “kendini savunma hakkına ve yükümlülüğüne sahip olduğunu” söyledi. İsrail, İran’ın 1 Ekim’de düzenlediği balistik füze saldırılarına misilleme yapacağını uzun süredir tekrarlıyordu.
(E) Amiral ve Yazar Türker Ertürk X hesabından İsrail’in İran’a gerçekleştirdiği son saldırı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ertürk açıklamasında şunları söyledi:
“İsrail’in bu sabah (26 Ekim 2024) İran’a yönelik saldırısı için yaptığım ilk değerlendirmemdir.
-
- İsrail İran’a yönelik saldırısını mahdut hedefli olarak planlamış ve askeri hedeflerle sınırlı tutmuş.
- İsrail’in yaptığı bu saldırı misilleme ölçeğinde değildi. Çünkü İsrail bu tip sınırlı saldırıları İran ve Direniş Ekseneni’ne yönelik olarak geçtiğimiz yıllarda ve aylarda hep yapmıştı. Bu saldırı sıradan.
- Ayrıca İsrail geçmiş saldırılarında (İran, Suriye, Lübnan, Gazze, Yemen) sivil hedefleri vurmuş olmasına rağmen bu sabahki saldırıda özellikle sivil hedeflere yönelmedi.
- İsrail bu sınırlı saldırısı ile İran ile bir savaşı tırmandırmak istemediğini şimdilik göstermiştir. Bu kararda Biden yönetiminin etkili olduğu, seçim öncesi tırmanmanın Harris’in seçilme şansını yok edeceğini düşündüğü anlaşılıyor.
- Halbuki Trump seçim öncesi yangına körükle gidiyor ve İsrail’in İran’ın nükleer kapasitesini vurmasını istiyordu.
- Öncesinde seçenek olarak düşünülen İran’ın petrol tesislerine ve elektrik santralleri dahil alt yapı tesislerine de saldırıyı göze alamadılar. Çünkü bunlar sivil hedefti, tırmanmayı tetiklerdi ve seçim öncesi İran’ın yapacağı missileme ve bu kapsamda Hürmüz Boğazı’nı kapaması ile birlikte petrol fiyatları uçardı ve Trump’ın seçimi kazanma şansı yüzde 100 olurdu.
- Anlaşılıyor ki İran’ın caydırıcılığı etkili olmuş. Çünkü çok güçlü füze ve İHA kapasitesi var, ayrıca nükleer silaha sahip olmuş olabileceği şüphesi var.
- Diğer taraftan bu sınırlı saldırının bile çok etkisiz olduğu ve önlendiği , bunun muhtemel nedeninin özellikle Tahran başta İran’ın hava savunma sistemine Rusya’nın büyük destek vermiş olmasıdır.”