İstanbul Arabistan’ındayım – Zahide Uçar Yazdı
Bir gün Suriye Türkmenlerinden sevgili dostum Ali Öztürkmen’i aradım. Neredesiniz diye sorduğumda acı dolu bir cümle ile cevapladı beni. Dedi ki; “İstanbul Arabistan’ındayım.”
Ali Öztürkmen Suriye’de okuyup avukat olmuş ama Türk olduğu için denklik alamadı, avukatlık yapamıyor. Kendisi ile 2014 yılında Yalova’da Türk Dünyası Yazarlar Buluşmasında tanıştım. Artık Türk vatandaşıydı. Türklük bilinci, vatan aşkı, Atatürk sevgisi öyle farklıydı ki…
“ İstanbul Arabistan’ındayım” cümlesi acı ve sitemle doluydu. Konuya; “Biz Suriye’de 3. Sınıf vatandaştık. Suriye’de en fazla Türkler ezildi. Zindanlarda Türkler kaybolurdu. Bizler bazen Türkiye’den uçup gelen Türk gazeteleri bulurduk. Onlara kutsal bir kağıt gibi tutunurduk. Beni Avrupa ülkelerinden kabul eden ülkeler vardı. Ben ülkeme gideceğim diye Türkiye’ye geldim. Ne oldu? Ben gene ikinci sınıf vatandaş oldum. Arap geldi 1. Sınıf vatandaş oldu. Benim çocuğum üniversite kazanmak için gece gündüz çalışıyor, Türk olmayan Suriye vatandaşları sınavsız üniversiteye giriyor. Türkiye’deki Türklerin anlayamadığı şu; ‘Araplar asla asimile olmaz, asimile eder. Türkiye çok büyük tehlike altındadır. Suriye’de iç savaş çıkınca hapishaneler boşaldı. Ne kadar katil, sapık, ruh hastası, tecavüzcü varsa Türkiye’ye girdi. ‘ diye açıklık getirdi.
Türkiye’de geçici sığınmacı ne kadar Suriye vatandaşı var net olarak bilmiyoruz. Bakan’ın ağzından kaçırdığı sayı 17 milyon idi. Bence de gerçek sayı budur. Fabrikası, iş alanı olmayan Hopa’da bile Suriyeli varsa, bütün ülkeye dağıtılmasının bir amacı da vardır. Hem sayıyı saklamak, hem de Türklerden gizledikleri planı ülke çapına yaymak…
*** *** ***
Ulus devletlerin bir özelliği vardı. Ortak tarih, ortak başarı, tasada-kıvançta birlik olmak… Bu paydalar koca bir milleti bir aile yapar. Kavga da etse, bayramı-toyu birlikte kutlar. Cenazesini birlikte gömer, düğününü birlikte yapar. İşte bu birlikteliği parçalayıp, Türkleri sindirmek, Suriye’nin Kuzeyi, Fırat’ın doğusunda Büyük İsrail’in 2. Parçasını kurmak için oralar bombalandı. Suriye’nin Kuzeyinde yaşayan(Türkler hariç) Araplar, Ermeniler, Kürtler BOP Eşbaşkanının oluruyla Türkiye’ye sürüldü. Küresel çete bir taşla çok kuş vurmuştu. Hem Türkiye için beka sorunu yaratmış, hem de Suriye’nin Kuzeyi’ni BOP için boşaltmıştır.
Bugün yaşadıklarımızı daha Suriye iç savaşı başlamadan yazdık ve uyardık. Çünkü bugünün hikayesi dün yazıldı. Tanrı Krallara tabii ki dinletemedik. Çünkü onlarla tasada, sevinçte, devletin adında, T.C. Devletinin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk adında, Ordu-Millet anlayışında bile bir ortak paydamız yoktu. BOP’un Türkiye ayağı İsrail diye bağırıp, Filistin diye ağlaşırken, namluyu Irak, Libya ve Suriye’ye doğrultmuştur. Garip olan gerçek şu ki, bu üç ülke lideri de Filistin’e sahip çıkıyordu. BOP’un Türkiye ayağı sadece Türkiye’ye değil, Ortadoğu ülkeleri içine de sürülmüş bir Truva atıydı.
Şayet farklı olsaydı, T. C. Devleti’nin çıkarı düşünülerek hareket edirdi… Kısacası;
Türkiye’yi yerli ve milli bir kadro yönetseydi;
Türkiye Suriye ile birlikte hareket ederdi. O zaman ne Fırat’ın doğusu, ne 17 milyon kontrolsüz geçici sığınmacı sorunumuz olurdu. Tam tersi oldu. ABD’deki Siyonist kadro ile İsrail’in gelecek planı(BOP) adına hareket edildi. Yahudi Cesaret madalyası boşa takılmadı değil mi?
*** *** ***
Kayseri olayları bir sonuçtur. Baskılanan, ötelenen, aşağılanan Türk halkının patlamasıdır. Bir kabı doldurursun, doldurusun, en son bir bardak su taşar. Hatta kabı patlatır. Fizik bilmezsen, üfürükçülerden bu fizik kanununu da öğrenemezsin. Türk halkı uzun süredir öfkesini bastırıyordu. Bir yerde patlayacağını bilmek için çok akıllı falan olmaya gerek yok. Ancak badem olursan sadece sorun yaratır, sorunu çözecek aklın olmadığı için çamura yatarsın. Akıl danıştığın yabancı istihbarat elemanlarının verdiği akılla da bırak bataktan çıkmayı, daha çok batarsın.
Sevgili dostlar, şayet Suriye vatandaşı olsaydım, Türkiye’ye düşman olurdum. Çünkü ülkem Türkiye’nin desteklediği teröristler NEDENİYLE PARÇALANMIŞ olurdu. Konulara gerçekçi bakabilmeliyiz. AKP Hükümetinin Suriye ve Esat’a yaptığını Suriye bize yapsaydı ne hissederdik? AKP’nin Irak-Libya ve Suriye’de yaptığı ABD ayakçılığı büyük bir utanç ve kara lekedir. Cezayir’in bağımsızlık oylamasında hayır oyu kullanan Menderes hükümeti gibi.. Cezayir halkı bu yüzden Türkleri sevmez. Haklı değiller mi? ABD Libya’yı bombaladığında Özal da ABD’nin yanında yer aldı. Bir avuç Yunanistan Libya’ya uçak gönderip yaralıları aldırdı. Tedavi ettirdi. Kaddafi de o zaman; “ben artık dostumu da, düşmanımı da öğrendim” deyip, Türkiye’de bulunan Libya Kültürleri kapattı. Libya’da iş yapan müteahhitlerin parasını ödemeden kovaladı. Haklı değil mi?
Şimdi de AKP Suriye Halkını bize düşman etti. Biz nasıl Arapların ihanetini unutmuyorsak, misyonu mazlumların yanında olmak olan Türkler, ZALİMLER yüzünden Irak, Libya ve Suriye halkının geleceğinde mahkum oldu. O nedenle hesabı sorunu yaratanlardan sormalıyız. Sorunu yaratanlar hesabı ödemelidir.
*** *** ***
ÖSO Türk bayrağı yaktı, bayrağımıza ayaklarıyla bastı. Yetmedi, yapılan alçaklıkları sosyal medyada servis ettiler. TÜRK TIR ve araçlarına saldırıldı. Paylaşımlar Türkiye’de büyük bir infiale neden oldu. İyi de güzel kardeşim, El Nusra, ÖSO bunu ilk defa yapmıyor ki…
2014 yılında ÖSO Kilis’te Türk Bayrağını indirip Suriye bayrağı dikmeye kalktı.
Türkiye yetkilileri ne zaman Esat ile görüşme sinyali verse, ÖSO ayağa kalkar. Neden? Çünkü onları Esat’ın Ordusuyla savaştırmışsın. Maaşa bağlamışsın. Esat ve Suriye Devleti için ÖSO hem vatan haini, hem terörist. Senin Esat ile anlaşman demek, ÖSO için hayat-memat sorunudur. Senin Esat ile anlaşman demek, BOP’ne çelme takman demektir. MOSSAD ve CİA, hatta MI5’in harekete geçeceği açıktır. Hem de çok rahat bir şekilde… Niye? Çünkü sen ülkeyi ajan cenneti haline getirmişsin. Ajanlar için en tehlikesiz ülke Türkiye olmuş. Yetmemiş, Amerikan askeri olan Afganları ülkeye almışsın. Şimdi yağmaladığın, adını söylemekten imtina ettiğin ülkenle BOP arasına sıkışıp kalmışsın. Sadece sen sıkışsan iyi de, öyle olmuyor. Ülkeyi de ateşe atmışsın.
Sahi, Hz. İbrahim’i ateşe kim atmıştı..?
*** *** ***
BOP Eşbaşkanı bu işin üstesinden nasıl gelir bilmiyorum ama konu vatandır. Öfkelerimizi bu süreçte toprağa gömmeliyiz. Çünkü öfke aklı öldürür. Aklın öldüğü yer her türlü provokasyona açıktır.
Ülkemizde bir yerlerde akil değil, AKILLI DEVLET ADAMLARI KALDIYSA, bu soruna artık el atmalıdır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti;
FİTİLİ ATEŞLENMEYE HAZIR BİR BOMBA ÜZERİNDE OTURUYOR.
ZAHİDE UÇAR’IN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Not: 2014 ve 2015 yılında yazdığım bu yazıları okursanız, daha geniş çerçeveden konuyu irdelemenize katkısı olabilir.