Türkiye’de yıllardır bir kavram karmaşası, bilinçli bir belirsizlik hali yaratılıyor: “Kürt sorunu.”
Kimilerinin dilinde bu ifade, masum bir eşitlik arayışı gibi sunulsa da gerçekte, bu cümleye yüklenen anlam, toplumsal birlikteliğimizi zedeleyecek kadar tehlikelidir. En son CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Kürtler ‘sorunumuz var’ diyorsa vardır” sözü bu zihniyetin bir tezahürüdür.
Oysa bu ülkede Kürtlerle Türkler arasında anayasal, kültürel ya da insani bir ayrım yoktur. Aynı toprağın çocuklarıyız, aynı şehit mezarlığında yan yanayız. Mahkeme salonlarında, üniversite sıralarında, fabrikalarda birlikteyiz. Bu ülke geçmişte her ne yaşamışsa birlikte yaşadı, birlikte ödedi bedelini. Kürtler bu ülkenin eşit yurttaşlarıdır, kimse kimseye lütfetmiyor.
Ama birileri, bu ortaklık duygusunu zedelemek için ısrarla “sorun” tanımlamaları yapıyor. Kürt kimliğini bir siyasi koz, hatta bir pazarlık aracı haline getirmek istiyor. Bunu da demokrasi, hak, hukuk maskesiyle süslemeye çalışıyorlar. Özgür Özel’in açıklamasında da bu tehlikeli yaklaşım var: “Kürtler sorun var diyorsa vardır.” Peki kim adına konuşuyor Özel? PKK’ya göz kırpan, terörü meşrulaştıran bir siyasi zihniyetin diliyle mi?
Bugün bu ülkede bir sorun varsa, o da terörün arkasına sığınıp siyaset yapanlar, bu ülkeyi tehdit eden yapılarla yan yana durmaktan çekinmeyenlerdir. PKK’yla arasına net çizgi çizemeyen hiçbir yaklaşım samimi olamaz. Üstelik PKK’nın sözcülüğüne soyunmak, Kürtlere yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Çünkü bu halk, bu millet terörü değil, barışı temsil ediyor. Bu millet kardeşliğin yanındadır, kanın değil.
Eğer bugün Kürt gençleri hâlâ işsizse, batıya göç etmek zorunda kalıyorsa, bunun sebebi devlete değil, bölgeyi yıllarca çatışmayla boğan, yatırımcıyı kaçıran, belediye kaynaklarını dağa aktaran terör yapılarıdır. Terörsüz bir Türkiye herkesin hakkıdır ama bu hak, terörü normalleştirerek sağlanamaz.
Özgür Özel ve benzer düşüncede olanlar bilmelidir ki; “sorun” yaratmanın diliyle “çözüm” üretilemez.
Bu halkın meselesi; terör örgütlerini meşru siyaset öznesi haline getirmeye çalışanlarla, milletin birliğini bozmaya çalışanlarla ilgilidir.
CHP, Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak tarihsel sorumluluğunu hatırlamalı.
Terörü ve onun zihinsel uzantılarını değil, milletin ortak değerlerini savunmalıdır.
Son sözümüz net:
Bu ülkede bir Kürt sorunu yoktur.
Bu ülkede bir PKK sorunu vardır.
Ve bugün bu ülkenin en büyük ihtiyacı; terörü lanetlemeden, Kürt yurttaşları “sorun” ilan edenleri değil, kardeşliği savunan, ayrımcılığı reddeden bir duruştur.
Bizi bölmeye çalışanlara inat;
Bu topraklarda kardeşiz,
PKK’yla değil, milletle yan yanayız.