Montrö ve Kanal İstanbul | Şahin Mengü Yazdı

Montrö ve Kanal İstanbul | Şahin Mengü Yazdı
Yayınlama: 16.04.2021 21:00
A+
A-

Bir diplomat dostum Montreux  ve Kanal İstanbul hakkında bir not göndermiş. Okuyucuyla paylaşmak istedim.

“Başlangıçta, iktidarın Kanal İstanbul projesi ile Montrö Boğazlar Sözleşmesini doğrudan hedef almadığı, ancak, arazi rantı hesapları ile kendinden geçince, sözleşmenin bu arada tartışmaya açılacak olmasını da önemsemediği görüşü hakimdi.

Oysa son gelişmeler, iktidarın kanal projesi ile sadece rant sağlamayı değil, bilinçli olarak Montrö Sözleşmesi’ni de doğrudan hedef aldığını gösteriyor.

TBMM Başkanı Şentop evvelce söylediği ve tartışmaya neden olan sözlerine açıklık getirirken, 29 Mart günü, Lozan veya Montrö’dan çekilmenin söz konusu olmayacağını vurgulamakla beraber, Türkiye’nin güvenliğini, sınırlarını koruyan anlaşmalar değildir, bunu koruyan devletimizin kudreti, ordumuzun gücüdür” dedi.

Belli ki Şentopbu antlaşmaların bir şekilde ortadan kalkmasını Türkiye’nin güvenliği bakımından sorunlu görmüyordu. Şentop’un sözleri olası gelişmelerin ipucunu verir gibiydi, üzerinde durulmadı.

Daha sonra Cumurbaşkanı Erdoğan, 5 Nisan günü yaptığı konuşmada, “Montrö’nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor, daha iyisi için imkan bulana kadar Montrö’ye bağlılığımızı sürdürüyoruz dedi ve Türkiye’nin İstanbul ve Çanakkale boğazlarında tam anlamıyla egemen olmadığını ama Montrö’nün dışında kalacağını savunduğu Kanal İstanbul’da tam egemen olacağını sözlerine ekledi.

Projenin savunucuları, Kanal İstanbul’un Montrö Sözleşmesi ile hiç bir ilgisinin olmayacağını, kanalın Sözleşme hükümlerinden tamamen bağımsız kalacağını öne sürüyorlar. Kanal yalnızca arazi rantı sağlamak ve  etrafında yeni bir şehir oluşturmak amacı ile yapılacak ise, söylenen doğrudur.

Ancak, durumun öyle olmadığı anlaşılıyor. Kanalın Montrö’den bağımsız olacağı iddiasıyla şu iki husus ima ediliyor:

1) Barış zamanı kanaldan geçerek Karadeniz’e çıkacak sahildar olmayan devletlere ait savaş gemileri Montrö kısıtlamalarından etkilenmeyecek, ve 2) Ticari gemiler kanala yönlendirilecek.

 

Her iki beklenti de gerçeklerle bağdaşmıyor.

Bir defa;  barış zamanında Karadeniz’e sahildar olmayan devletlerin o denizde bulundurabilecekleri gemilerin cinsi, toplam tonajı ve süresi Kanal İstanbul’dan sonra da aynı kalacaktır. Gemilerin kanaldan geçerek Karadeniz’e çıkmaları ile, Boğazdan geçerek çıkmaları bu bakımdan bir fark yaratmayacaktır. Gemiler, hangi yoldan olursa olsun,  Karadeniz’e çıkar çıkmaz, sözleşmenin kısıtlamalarına tabi olacaklardır. Nitekim, Sözleşmenin dibacesinde, amacın, “Karadeniz’e sahildar olan devletlerinin güvenliğinin korunması” olduğu bildirilmektedir. Bu güvenliğe halel getirecek herhangi bir uygulama değişikliği ilkesel olarak Montrö’ye aykırı olacaktır.

İkincisi, Sözleşme’de ticaret gemileri için yerleştirilen uluslararası hukuka uygun geçiş serbestliği düzenlemesi varken, bu gemilerin kanala yönlendirmeleri mümkün olmayacaktır.

Bu saptamalardan anlaşılacağı üzere, Sözleşme yürürlükte olduğu müddetçe, kanal, Montrö’nün gerek Karadeniz’e sahildar olmayan devletlerin savaş gemileri bakımından koyduğu kısıtlamalarda ve gerekse de ticari gemilerin boğazlardan geçişi için yerleştirdiği düzenlemelerde bir değişiklik yaratmayacaktır.

Amaç bu kısıtlama ve düzenlemelerin etrafından dolanmak ise, -ki öyle olduğu anlaşılıyor- kanal yapmakla durum değiştirilemeyecektir. Amaçların sağlanması için Sözleşme’yi ortadan kaldırmak veya değiştirmek bir zorunluluk olacaktır. Gelişmelerin, kanalın amaçları ile Sözleşme hükümlerinin bağdaşmayacağını gören geniş çevrelerde haklı endişe yaratmış olmasının sebebi de budur.

Son zamanlarda yapılan tartışmalarda sözleşmenin feshinin ne şekilde olabileceği üzerinde duruluyor, ancak, değiştirilmesi olasılığı konu edilmiyor.

Değişiklik yöntemleri bakımından Sözleşme’nin 29. maddesinde özel düzenlemeler yer alıyor. Buradaki önemli husus, değişiklik önerilerinin Sözleşme’nin yürürlüğe girişini izleyen beşer yıllık dönemlerin bitiminde ancak yapılabilecek olması. Sözleşme Kasım 1936’da yürürlüğe girdiğine göre, içinde bulunulan beş yıllık dönem bu yılın Kasım ayında bitecek. Ondan sonra yapılabilecek bir değişiklik önerisi için 2026 yılının beklenmesi gerekecek.

Dikkate alınması gereken çok önemli bir husus, mutlak Osmanlı hakimiyetinin sona ermesinden itibaren, Türk Boğazları ile özellikle bazı yabancı devletlerin de yakından ilgilenmeye başladığıdır. Bu durum halen de sürüyor.

Tarihsel bilgilere göre, Osmanlı’nın mutlak hakimiyeti Rusya ile imzalanan ve boğazlara ilişkin hüküm de içeren 1774 Küçük Kaynarca antlaşması ile sona ermiştir. O yıldan Montrö Sözleşmesi’nin imzalandığı 1936 yılına gelene kadar, boğazlara ilişkin olarak değişik devletlerle değişik zamanlarda anlaşmalar yapılmıştır. Sevr Antlaşması ile boğazlar neredeyse tümüyle Türkiye’nin egemenliği dışına çıkarılmıştır. Lozan bu egemenliği kısmen, Montrö ise, uluslararası hukuka uygun belirli koşullara bağlı olarak, tamamen sağlamıştır.

İkinci dünya savaşının hemen sonrasındaki belirsizlik döneminde, 1946 yılında, Sovyetler Birliği’nin, iki ayrı nota ile Montrö Sözleşmesi’nin kendisi lehine değiştirilmesini talep ettiği, en önemlisi de, boğazların güvenliğinin Türkiye ile birlikte sağlanmasını istediği keza tarihsel kaynaklarda bildiriliyor.

Montrö Sözleşmesi’nin şu veya bu biçimde uluslararası tartışmaya açılması devletlerin kendi çıkarları doğrultusundaki önerilerle ortaya çıkmasına zemin hazırlayacaktır. Bu gelişmelerden, Türkiye’nin mevcut sözleşmenin ötesinde imkanlar sağlayabilmesi olasılığı çok zayıftır.

O nedenle, Boğazların statüsünü uluslararası tartışmaya açması kaçınılmaz olan kanal projesinden vazgeçilmeli, Montrö Sözleşmesi’nin önemini hafife alacak veya feshinin/değiştirilmesinin amaçlandığını ima edecek açıklamalardan da mutlaka kaçınmalıdır.”

Şahin Mengü, 4 Nisan 1948'de Kastamonu İnebolu'da doğdu. Avukat; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest avukat olarak çalıştı. Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri ve Türk Eğitim Derneği Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. İyi düzeyde İngilizce bilen Mengü, evli ve 2 çocuk babasıdır. 22 Temmuz 2007 Genel seçimlerinde CHP' den Manisa milletvekili seçilmiştir. Şahin Mengü (73) 20 Eylül 2021 tarihinde hayatını kaybetti.